Kurtlar Vadisi Pusu

Kurtlar vadisi pusu, kurtlar vadisi, kurtlar vadisi haberleri, kurtlar vadisi resimleri, kurtlar vadisi pusu videoları, kurtlar vadisi pusu oyuncuları, Kurtlar vadisi pusu izle, dizi izle, canlı dizi, canlı dizileri, canlı dizi yayını, dizi flim izle, dizi fragman izle, kurtlar vadisi müzikleri, dizi müzikleri

Kurtlar vadisi veya kurtlar vadisi pusu o kadar bağlıyor ki insanı kendisine anlatılmaz yaşanır şekilde.Vadi gerek oyuncuları gerek senaryosu ve ele aldığı konularla başka bir dizi bana göre ki sanıyorum bu siteye girenlere göre de.Krtlar vadisi pusu bana göre Türkiye nin tartışılmaz en iyi dizileri içinde bunu oyunculara ve senaryoya dayalı olarak söylüyorum. Özellikle pusu da bir ikili varki herkes onları çok sevdi bende.Belki aklınıza muro gelecek ama bana göre memati ve bulut'tu. Ama muro nun hakkını verelim fakat ben memati ve bulut'u ele almak isterim.Birbirlerine düşman olsalarda o kadar iyi dost rolü yapıyorlar ki bence herkesi bağlıyorlar.Diyalogları harika burada gürkan uygun ve hüseyin avni danyal'ın hakkının vermek lazım onları kutluyorum.Etrafımda ki çoğu insan kurtlar vadisi pusu yu izliyorlar izlemeyenlere uzun uzun konuşmuyorum vadi anlatılmaz yaşanır diyorum bu kadar, vadinin başrolünden en son oyuncuya kadar kutluyorum hakikaten oyunculuğun hakkı bu bence .
Kurtlar vadisi pusu inşallah tekrar yayına girerse kurtlar vadisi kurucularındaan şunu istiyoruz memati ve bulut ayrılmasınlar bu beni ve etrafımdakileri üzer yapımcılar bizim görüşlerimizi önemsiyorlarsa bunu da önemsesinler.Ayrıca bana göre vadi anlatılmaz yaşanır dedik ama polat ta aşk yaşamasın tabi bu benim görüşüm kurtlar vadisi pusu oyuncularını tek tek kutlarım kim ne derse desin vadi en iyi...VADİ ANLATILMAZ İZLENEREK YAŞANIR...



edit post

Düşünüyorumda galiba vadinin kalkması hiç iyi olmadı bizim için ama. Büyüklerede nefes aldırdı gerçekçi bir dizi her şeyi korkmadan dobra dobra anlatan bir dizi olması kasıYodu onları çünkü.Ergenekonu duydum sadece kahkaha attım biz bunları biliyoduk dedim kendi kendime.Şimdi diyorumki kardeşlerim öyle büyük bi yapımımız öyle kaliteli oyuncularımız varki geleceği gösteriiyor bir anlamda.Tabi böle bir ülkede de kimsenin işine gelmiyor bunlar.Tekrar diorum Pana Film korkma arkanda 70 milyon gerçeklerin birer birer ortaya çıkarılmasını isteyen gençler var.Bize bilmediğimiz çok gerçekler anlatacaksınız siz daha başla artık vadi başla ki gerçekleri göstermeye devam et bize. Unutmayın vadiye karşı olanlar vadiden bir tane daha yok bu memlekette bilin artık...



edit post

Kurtlar vadisi tam bir buçuk aydır ekranlarda yokk.Artık baslaması lazım herkez bi cevap bekliyor cevap da yok, kurtlar vadisi baslayacak mı yoksa başlamayacak mı başlayacaksa ne zaman baslayacak herkes bunları konuşuyor. Artık birilerin bi açıklama yapılmasını bekliyor vadi izleyicileri hep gündemi degiştiriliyor vadinin deniliyorki şu kanalla anlaşıldı şu yapıldı bu oldu ama böyle böyle tam bir buçuk aydır kurtlar vadisi yayınlanmıyor. Bu süreçte kurtlar vadisini oyuncuları daa başka programlarda kanallarda fılımlerde programlarda rol alıyor yoksa kurtlar vadisi bittimi daha yayınlanmıyacak mı, bi cevap bekliyoruz kanallada anlaşılmış anlaşılmışsa bir açıklama yapılması lazım ARTIK VADİ İZLEYENLERİ BUNU BEKLİYOR!!!!



edit post

Mother&Baby dergisine konuşan Şimşek, "Biz 3 kardeşiz ve her sıkıntıda birbirimize kenetleniriz. Dolayısıyla ikinci çocuk yapmayı oğlum için istiyorum" dedi.

Anne olduğumdan beri ağlıyorum

Sema Şimşek senelerdir magazin camiasının içinde, ama bir o kadar dışında... Hem kendisi hem de eşi Burak Hakkı, şeffaf ama keskin çizdikleri aile sınırlarının içine davetsiz misafirleri asla sokmuyor. Mother&Baby dergisi bu kez o sınırları biraz esnetti ve şimşek ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi.

Kadınların yaşı sorulmaz gerçi ama şansımızı deneyelim, kaç yaşındasınız? Kaç yaşında anne oldunuz?

- 31 yaşında anne oldum. Tam zamanında aslında, ama ikinci ya da üçüncü çocuk isteyenler için biraz geç sayılabilir. O yüzden bu kadar güzel bir his olduğunu bilsem daha önce anne olurdum. Öte yandan her şeyin bir zamanı var diye düşünüyorum, dolayısıyla doğru zaman da buymuş.

Hamileliğiniz nasıl geçti?

- ılk 4-5 ay bir kabus gibiydi. Çok fazla midem bulanıyordu. Genelde her hamilelikte bulanır, ama benimki tahammül edilecek gibi değildi. Acılarım dayanılmaz hale geldiğinde doktorum, kemoterapi tedavisinde verilen mide ilaçlarını verdi. Çünkü o dönemde yemek borum çok yıpranmıştı. Kan bile kusuyordum. Derken bir gün bir kalktım, bulantım bitti. Bir gün öncesine kadar yaşadığım o kabus gibi günleri hemen unutuverdim. Çünkü anneler bilir, o her şeyi unutturacak bir duygudur.

İşiniz gereği çalışma saatleriniz düzenli değil. Hamileliğinizde sorun olmadı mı?

- İnanın hiç sorun olmadı. Hamileyken çalışmaya hep devam ettim. Hatta doğumdan sonra Rüzgar'la sadece 25 gün baş başaydık. Sonra beraber setlere gittik. Hiç ara vermedim çalışmaya anlayacağınız. Çalışmak insanı daha dinç kılıyor. Ev işlerini bile daha kolay yetiştiriyorsun. Çünkü evde olunca "sonra yaparım" deyip erteleyebiliyorsun.

Planlı bir hamilelik miydi?

- Evet, 31 yaşında olunca...

RÜZGAR'A KARDEŞ YAPMAYA MECBURUM

Bir bakıcınızın olmadığını, ablanızdan destek gördüğünüzü biliyoruz. Sanırım bunun size katmış olduğu büyük bir avantaj var. Bir kere bizim gözlemlediğimiz, Rüzgar çok sosyal bir çocuk...

- Evet, Rüzgar zaten sosyal olmaya setlerde alıştı. Ayrıca ufacıktı, 2.5 ay arabayla tatil yaptık. Bütün tatilimiz araba üstünde geçti ve gerçekten hiç mızmızlanmadı. Her çocuk gibi uykusu geldiğinde, acıktığında biraz mızıldanıyor, o kadar. Tabii dediğiniz gibi burada ablamın çok büyük payı var. O olmasaydı ne yapardım bilmiyorum. Ben bakıcılara güvenemiyorum. Bir bakıcı ya da dadı tutmayı Rüzgar kendini ifade etmeye başladığı zaman düşünebilirim. Bana onu şikayet edebildiğinde ancak olabilir. Onun dışında ailemden başka kimseye güvenemem. Ablama bir teklifte bulundum; "Bakıcı tutmaya karar verdim ama senin çocuklarına" diye! Her zaman neşeli bir aileyizdir. şakalaşmayı çok severiz.

Evet, biz de çekimlerde tanık olduk. ılk görüşte çok mesafeli duruyorsunuz, ama gerçekte çok güleryüzlü ve doğalsınız.

- Evet, öyle bir tipim var sanıyorum. Annem için de aynı şeyi söylerler. Bir de biz babasız büyüdük. Babam çok erken yaşta vefat ettiği için annem bizi biraz kontrollü yetiştirdi.

Adını kim koydu Rüzgar'ın?

- Evlenmeden önce Burak'a "ıleride çocuğumuz olursa, kız ya da erkek fark etmez, adını Rüzgar koyar mıyız?" diye sormuştum. Çünkü çok sevdiğim bir isimdir. O da kabul etmişti. ıkincisi olursa, o da Deniz olabilir...

Rüzgar'a kardeş gelecek bir gün o zaman...

- Aslına bakarsanız kararsızım. Hayat şartları, gidişat iyi olmadığı için düşünmüyorum, ama bir yandan da onu kardeşsiz bırakmak istemiyorum. Biz 3 kardeşiz ve babamızı çok küçük yaşta kaybettik. Bu yüzden birbirimize daha bir kenetlendik. Başımıza bir şey geldiğinde birbirimizin hep yanındayız. Dolayısıyla ikinci çocuk yapmayı oğlum için istiyorum. Kendimi mecbur hissediyorum hatta buna... Rüzgar'ın da kardeşlik duygusunu yaşaması gerektiğine inanıyorum.

Hamileliğinizde kaç kilo aldınız?

- Çok kilo almadım, 9 kilo sadece... Ama sonrası daha zordu. Rüzgar o kadar gazlı bir bebekti ki... 3.5 ay aç yaşadım. Düzenli beslenemediğim için kilo aldım. Çünkü sağlıklı olan her şey yasaktı. Emziriyorsunuz, yemek zorundasınız, ama taze fasulye bile gaz yapıyordu. Kiloları ondan dolayı aldım. Ama yine de emzirmek her açıdan yararlı.

BURAK ÇOK EVHAMLI BiR BABADIR

Annelik size ne kattı?

- İş hayatımda, ilişkilerimde aynı olduğumu düşünüyorum, ama sadece biraz daha hassaslaştım diyebilirim. Sokaktaki çocuklara, hasta çocuklara zaten çok üzülürdüm, artık iyice kafamı takar oldum. Her şeye ağlıyorum. O yüzden hiç televizyon izleyemiyorum. Bir de eskiden hayat bu kadar umurumda değildi, şimdi araba kullanırken bile daha kontrollüyüm. Oğlumuzun bize ihtiyacı var çünkü.... Kendi ayakları üzerinde durana kadar yaşamalıyım diyorum. O yüzden annelere tek diyeceğim şu: Sağlıklı olun ki evlatlarınız da sağlıklı büyüsün.

Burak Bey nasıl bir baba?

- Burak oğluna aşık ve çok evhamlı bir baba... Sağ olsun Rüzgar'a bir şey olacak diye ödü kopuyor. Allahtan ben rahatım da birbirimizi dengeliyoruz.

Bunca yıldır göz önündesiniz ve magazinden uzaksınız...

- İnsanlar istediklerini yaşar. Biz magazin camiasından uzağız, çünkü böyle yaşamak istiyoruz. Malzeme olacak laflar etmeyerek uzak kaldık.



edit post

Kurtlar vadisi pusu uzun zamandır ortalıkta yok...dizinin akibeti belli değil ama şunu söyleyebiliriz ki kurtlar vadisi pusu eğer uzun bir süre daha başlamzsa sonuç kötü.Bakıyorumda yeni yeni diziler çıkıyor tamam biz kurtlar vadisi severler olarak zaten izleriz ama bu diziler ya kurtlar vadisi yerini alırlarsa ?.Aman eşref saati gibi bizimde sonumuz bitti olmasında..Hadi diyelim ki dizi biraz daha tail yapacak peki dizinin oyuncuları nerde onu da bilelim oyuncular bu konu hakkında sus pus hiç kimseden ses çıkmıyor şunu söyleyebilirimki bu benim düşüncem galiba kurtlar vadisi pusu nun da sonu eşref saati nin ki gibi olacak başta da söylediğim gibi HALA BAŞLAMZSA SONUÇ KÖTÜ............



edit post

Kurtlar vadisi her kesimden milletin gönlünü fethetti şüphesiz. Benmuhafazakar bir ailenin evladıyım. İsmimden de anlaşılacağı gibi.Bu isim Necip Fazıl Kısakürek'in ilk çıkardığı mecmuanın ismiymiş.Mânâsı da, "ötelerin ötesi" imiş. Akıbetim belli; ötelerin ötesineyolculuk... :) Kendi reklamımı da yaptıktan sonra asıl meseleyegelelim. Kurtlar vadisinde Ömer baba karakteri benim için birmisal. İzinden gidilebilecek, her sözüne tereddütsüz tâbi olunacakbir karakter. İnsan bu kadar mı isabetli tesbitlerde bulunur? PanaFilm ekibini sırf bu yüzden, yani seçtiği karakterlere uygunoyuncular tesbiti yüzünden şiddetle ve can-ı gönülden tebrikediyorum. Ailem dini hususlarda çok ayrıntıcı ve tavizsizdir. Benimde onlardan öğrendiğim kadarıyla, bazen dizide gücüme gidensahneler oluyor. Meselâ: Kur'an-ı Kerim kıraat edilirken arka fondamüzikle eşlik edilmesi. Ve Kur'an-ı Kerim okunduktan sonra beldenaşağı bir sehpaya konulması, Piri Reis'in haritasının ayak altındaolması gibi... Şimdi benim de ayrıntıya kaçtığımı düşünenlerolabilir. Fakat Türkiye'yi çekirdekten imar eden ecdadımız Kur'an-ıKerim'e olan hürmetinden, bulunduğu odada uyumaktan haya etmiş. Busebeple üç kıtaya hükmedecek bir devlet nasip olmuştur ona. Biziayakta tutan ve var olmamıza sepep olacak olan sahip çıktığımızdeğerlerimizdir. Bilmeyen yoktur değil mi Ertuğrul Gazihazretlerinin bu kıssasını?



edit post


Bugün hayatta olmayan 8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın eşi Semra Özal, Kanaltürk'te yayınlanacak 'Eğer Sen İstersen Neden Olmasın' adlı yarışmada jüri üyesi olmuştu.Semra Özal TV dünyasına bir girdi, pir girdi vallahi.Çünkü Semra Hanım dizi film 'Kurtlar Vadisi'nde misafir oyuncu olacak.3 bölüm rol alacak.Semra Özal "Şimdiye kadar başka dizilerden de teklif gelmiş, ama kabul etmemiştim.Bu kez hatırını kıramayacağım dostlarım araya girip beni ikna etti" diyor.



edit post

Devlet Bakanı Beşir Atalay, Kurtlar Vadisi dizisinin yayından kaldırılması konusunda, ne ilgili bakan olarak kendisinin ne de hükümetin bir rolü olduğunu söyledi.
Beşir Atalay, Samanyolu Haber Kanalı'nda yayınlanan Siyaset Sahnesi programında Kurtlar Vadisi dizisinin yayından kaldırılmasıyla ilgili soruları cevapladı. Atalay, şöyle konuştu:

''Kurtlar Vadisi dizisinin yayınına son veren bildiğimiz kadarıyla yayıncı kuruluş. Doğrusu sonradan öğrendik RTÜK'le de bir görüşmeleri olmuş ama bu konuda ne ilgili bakan olarak benim ne de hükümetimizin bir rolü olmuştur. RTÜK bağımsız düzenleyici ve denetleyici bir kuruluş. Yayıncı kuruluşla görüşmüşler yayıncı kuruluş kendisi yayını durdurmuş bildiğimiz o kadar. Tabii üzerinde tartışmalar var. Neticede hükümet olarak biz özellikle düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda mümkün olabildiğince genişletici olduk. Yani Türkiye giderek bu dönemde daha açık bir toplum haline geldi. Özellikle yine benim sorumluluğumda yürüyen 2004 yılında çıkarılan bir basın kanunu vardır. En özgürlükçü kanunlardan birisidir. Bizim bakışımız budur. Ama televizyonlarla ilgili denetleyici bir kuruluş da var, bu da gerekli. Bu her ülkede var. Televizyon yayınları ve toplum arasında önemli bir mekanizmadır. Böyle bir mekanizmaya da ihtiyaç var. Zaman zaman burada çok isabetli kararlar olabilir, çok isabetli olmayan kararlar olabilir ama böyle bir mekanizmaya da ihtiyaç var.''



edit post


kurtlar vadisi pusu ile birlikte akıbeti merakla beklenen eşref saati dizi yayından kalktı işte konuyla ilgili pana film açıklaması:

Değerli Eşref Saati İzleyicileri,
Üzülerek bildiriyoruz ki Eşref Saati dizimiz ekranlara veda etmiştir. Yeni projelerde görüşmek dileğiyle.. Pana Film



edit post


Türkiye dün onun açıklamalarıyla şoke oldu. 'Kurtlar Vadisi'nin Kılıç'ı, 45 yıllık tiyatro sanatçısı Atilla Olgaç Kıbrıs'ta 10 kişiyi öldürdüğünü söyledi. Ama Kılıç bugün yalan söylediğini itiraf etti.

TAMAMEN BEN UYDURDUM
Olgaç bugün bir basın açıklaması yaparak dünkü sözlerinin tamamıyla bir senaryodan ibaret olduğunu söyledi. Bu senaryoyu ise savaşın vahşetini anlatmak için yazdığını söyledi.
SAVAŞIN VAHŞETİNİ GÖSTERMEK İÇİN
Olgaç açıklamasında "'Bir esiri ve 10 kişiyi öldürdüm' cümlesi tamamen savaşın kötü ortamını, acımasızlığını, vahşetini, insanları şoke ederek anlatmak adına tarafımdan yazılmış bir senaryodur."
AÇIKLAYAMADAN PROGRAM BİTTİ
Olgaç daha sonra bunun bir senaryo olduğunu açıklama fırsatı bulamadığını ise şöyle anlattı: "Bütün bunların bir senaryo olduğunu açıklamak isterken reklam dönüşü program bitmiştir. Gerçekle bir ilgisi yoktur



edit post

Bu oluşum, Polat Alemdar'a 'Kırmızı Kitap' ile beraber, vatanı korumak görevini vermiş, kritik zamanlarda da ona destek sağlamıştı.

Film senaryosuna göre, bu heyet binlerce yıldır Türk milletinin hafızası ve koruyucusu olarak görev yapıyordu.

Şimdi gözler, Encümen-i Daniş'e çevrildi.

Türkiye'nin 'kırmızı kitap'ına sahip olan 'İhtiyarlar Meclisi', Encümen-i Daniş mi sorusu akla geliyor şimdi.

Encümen'i Daniş nedir?

Üyeleri Vatan'a konuştu.

İşte o haber:

Ergenekon’la ilgimiz yok

Encümen-i Daniş üyeleri Vatan’a konuştu

Seçkin isimlerden oluşan ve yıllardır 15 günde bir toplanan Encümen-i Daniş grubunun üyeleri, isimlerinin Ergenekon operasyonuyla anılması karşısında şaşkın

Devletin zirvesinde görev yapıp emekliliğe ayrılmış seçkin kişilerden oluşmuş bir topluluk yıllardır düzenli toplantılar yaparak ülke ve dünya meselelerini tartışıyor. Encümen-i Daniş adı verilen bu topluluk Ergenekon operasyonunda eski MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç’ın gözaltına alınmasıyla yeniden gündeme geldi. Soruşturmayı yürüten savcı, emekli Orgeneral Kılınç’a Encümen-i Daniş toplantılarıyla ilgili sorular yöneltmişti. Grup, Moda Deniz Kulubü’nde 15 günde bir düzenli olarak toplanıyor ve zaman zaman devletin zirvesine mektuplarla görüşlerini bildiriyor.

Gruba mevcut üyelerin tavsiyesi çerçevesinde ancak üzerinde oybirliği sağlanan isimler dahil ediliyor. Eski genelkurmay başkanlarından sadece Hüseyin Kıvrıkoğlu ve İsmail Hakkı Karadayı’nın bu toplantılara katıldığı, eski genelkurmay başkanlarından Necip Torumtay ve Doğan Güreş’in bu ekibin dışında kaldığı, eski bürokratlardan Emre Gönensay, Sönmez Köksal, Özdem Sanberk, İlter Türkmen gibi hem üzerinde oybirliği sağlanmış hem de İstanbul’da oturan isimlerin bu grupta yer aldığı belirtiliyor.

Aksiyon dergisine göre grubun Encümen-i Daniş ismini nasıl aldığını üyelerden TBMM eski Başkanvekili Murat Sökmenoğlu şöyle anlatıyor: “Adı Encümen-i Daniş değildi. 1980 öncesinde Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk bizim Suadiye’deki evimizde yapılan toplantıya gelince, ’Sizler etkili, yetkili insanlarsınız. Etkili bir kurulsunuz, Encümen-i Daniş’siniz diyor. Böylece ismi Encümen-i Daniş oldu.”

‘HAYRETLE KARŞILIYORUM’

Encümen-İ Daniş’in başkanlığını yaptığı TBMM eski başkanlarından Necmettin Karaduman VATAN’ın sorularını şöyle yanıtladı:

Ergenekon soruşturması kapsamında Encümen-i Daniş’in isminin gündeme gelmesini, Tuncer Kılıç’a bu grubun sorulmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bir anlamı yok böyle bir sualin sorulmasının. Böyle bir olayla bağlantı kurulması mümkün değil. Hayretle karşılıyorum.

Grubunuza yönelik bir şüphe mi var sizce?

Onu bilemem. Bunu o soruyu soranlara sormak lazım.

Grup üyeleri nasıl belirleniyor?

Herhangi bir kural yok. Kurulda çalışan arkadaşlar öneriyorlar. Bir arkadaşımız örneğin sağlık durumu nedeniyle ayrılmak zorunda kaldı. Onun yerine bir başka arkadaşımız öneride bulunuyor. Yaklaşık 30 kişilik bir fikir ve düşünce grubudur bu. Bu öneri üzerine yeni bir üye geliyor. Bunlar genellikle devlette üst düzey görev yapmış arkadaşlardan oluşuyor. Tek kural bu başka kural yok.

Kurula üyeliğin bir süre sınırı var mı?

Yok. Üye çalışabildiği, sağlık şartları elverdiği sürece çalışır.

Tüzüğünüz yazılı bir kuralınız var mı?

Hayır yok.

Ne kadar sürede bir toplanıyorsunuz?

15 günde bir.

Gündemi nasıl belirliyorsunuz?

Memleketle dünya meseleleriyle ilgili görüşüyoruz. Belli bir gündem belirlenmez. Toplantı sırasında konuşulur hangi konular değerlendirilebilir diye. Daha çok kamuoyunun gündeminde ağırlıklı yer eden konulara bakılır. Örneğin Ermeni meselesi ivme kazanmışsa, hem dünya hem Türk kamuoyunda tartışılıyorsa, bu konuyu alır konuşuruz. Değerlendirmeler yapar, konunun önemine göre gerekirse Cumhurbaşkanı ya da TBMM Başkanı ya da Başbakan’a bir rapor göndeririz. Bu nadir olur. Çok önemli olaylar cereyan ettiğinde olur. Meseleye katkımız olsun diye görüşlerimizi aktarırız.

Önerilerinizin uyarılarınızın gereği yapılıyor mu sizce?

Yapıldığını tahmin ediyoruz.

Ergenekon soruşturması başladığında grubunuzun da gündeme geleceği, tartışılacağı aklınıza gelmiş miydi?

Hiç gelmedi. Ama görüyorsunuz bağlantılı olsun olmasın neredeyse her konu orada konuşuluyor. Hukuki bir rabıtası olmayan konuların bile konuşulduğu izlenimi var bizde.

Adınız gündeme geldiği için bir tedirginlik yaşıyor musunuz?

Bizde tedirginlik olmaz. Biz devletin nice tecrübelerini yaşamış insanlarız.

Grubun başkanlığını halen siz mi yürütüyorsunuz?

Evet

Başkanlık seçimi nasıl oluyor?

Yine öneri doğrultusunda oluyor. Arkadaşlar da bu öneriyi uygun görüyorsa, başkan seçiliyor.

Son dönemde grubunuza katılan isimler kimler?

Epey bir zamandır yeni katılım yok. Yani uzun yıllardır bu grup biraradadır.

Hilmi Özkök üyeniz mi?

Hayır değil.

‘Meçhul insanlar değiliz’

Encümen-i Daniş’in mevcut üyelerinden iski Milli Eğitim Bakanlarından Cumhuriyet Senatosu eski üyesi Safa Reisoğlu ise grubun Ergenekon sorgulamasında gündeme gelmesini şöyle yorumladı:

“Osmanlı döneminde resmi bir konumu olan Cumhuriyet döneminde eski tarihten beri özel bir düşünce grubu olarak görev yapan bir grup bu. Bu çerçevede Sayın Kılınç’a neyi sormuşlar, niye sormuşlar bilmiyorum. Bizim toplantılarımızın gizli bir tarafı yoktur. Bir şey sorulmak isteniyorsa, resmi olarak başvurulursa, grup başkanımız o resmi kuruma gerekli açıklamaları yapar. Ergenekonla bizim grup arasında bağlantı kurulmaya çalışılmasını kimsenin düşündüğünü sanmıyorum. Çünkü bu grup öyle isimlerden oluşuyor ki, hakikaten meçhul insanlar değil. Son derece üst düzeyde devlete hizmet etmiş insanlar.“



edit post


TRT Genel Müdür İbrahim Şahin, baktı ki ‘Kurtlar Vadisi’ ni alıp yayınlayamıyor, bari Tuncay Güney Vadisi’ni yayınlayalım dedi... ve rating rekorlarını alt üst etti! ‘Kurtlar Vadisi’ne bir küsur milyon dolar vermek varken Tuncay’a 15 bin dolar vermek ve de ratinglerin doruğuna bağdaş kurmak akıllıca bir iş, rating kavgasıysa tek kaygın!

Yok habercilik yapmaksa sorun, o zaman Tuncay Güney’le olmaz bu iş!

Tuncay Güney, Zagor ya da beşinci sınıf bir Arsen Lupen! Her taşın altından çıkıyor!

MOSSAD diyorsunuz... hooop altından Tuncay çıkıyor.

JİTEM diyorsunuz... gene altında Tuncay var...

BARZANİ ya da TALABANİ dediniz mi... gene Tuncay...

FETULLAH GÜLEN... ve de Tuncay...

VELİ KÜÇÜK... illa da Tuncay...

Kanada’dan iltica isteminde bulununcaya değin eşcinsel ya da Yahudi’yim diye dolanmıyor ortalıkta. Tam tersi dindar bir Müslüman ve de has erkek!

En ilginç savlardan biriyse,Tuncay Güney’in Tuncay Bubay adıyla Mısır’da süre gelen bir casusluk davasında gıyaben yargılandığı! Davada MOSSAD ajanı olduğu gerekcesiyle 15 yıl ağır hapsi isteniyormuş. Kaynaklarsa El Cezire, Daily News Egypt...

Bu karman çorman bir dava ama ilginç yanı, iddianamesinde Mısır Başsavcı’sı Hişam Bedevi, Mısır yurttaşı El Attar’ın, İsrail hesabına casusluk yaptığını, MOSSAD’ın bu El Attar’ı Kanada’ya götürüp bir bankada işe soktuğunu ve Mısırlı olup da Kanada’da yaşayan kişilerin hesaplarını denetlettirdiğini söylüyor. El Attar’da kendisini ajan yapan, iki Türk asıllı MOSSAD ajanından söz ediyor. Bunlardan birinin adı Kemal Kosba diğeriyse Tuncay Bubay!

Kimi haber kaynaklarına göre, bu Tuncay Bubay, Tuncay Güney’den başkası değil! Aynı zamanda Daniel Levi adını da kullanmış, casusluk girişimleri sırasında...

Bakınız, casusluk yapabilmek için kişide mutlaka bazı ruhsal bozuklukları olacak; kural bu! Yoksa, ruhsal dengesi yerinde, aklı başında bir adam casusluk gibi pis bir mesleğe niye bulaşsın?

Yalnız Tuncay Güney biraz farklı! Deli değil bi kere. Kime neyi, nasıl, ne zaman söyleyeceğini iyi biliyor. Mehmet Ali Birand’tan tutun da kimlere kadar bu adamla söyleşi yaptı gazetelerde, televizyonlarda! O zaman kimse bu adamı yerden yere vurmadı. Ne zaman TRT yaptı, vur kır başladı. Ama TRT’nin yaptığı iş amacını çok ama çok aştı. Böyle bir admı ekrana çıkartıp Deniz Baykal için ağıza alınamayacak şeyler söyleyeceksin ve yayını o anda kesmeyeceksin! Olmaz! Baykal’ı siyasi platformda eleştirebilirsiniz ama ‘ajandı... haindi’ falan gibi sözlerle suçlamak, sadece çirkin değil ahlaksızlığın da dik alası! Ve bunları Tuncay Güney bilinçli bir biçimde, ülke daha da bölünsün ve karışsın diye yapıyor! Zaten bu yüzden de Cumhurbaşkan’ı eleştiriyor yayını! Genelkurmay Başkanlığı da!

Yayıncılık açısından da hatalar var elbette! Herşeyden önce, böyle ağzının dümeni olmayan biriyle kalkıp canlı yayın yapılmaz.

Söyleşini çekersin sonra oturursun montaja. Deli saçması laflarını ayıklarsın! O zaman da Cumhurbaşkanı’ndan, Genelkurmay Başkanı’na değin herkesten böylesi ağır eleştiriler almazsın!

Sonra ‘Sayın Baykal’a cevap hakkı verdik, kabul etmedi!’ mazeret olabilir mi? Deniz Baykal, bu hakkını kullandığı an, Tuncay Güney’in muhattabı durumuna düşer! Ve de milletin kafasında ‘Acaba’ gibi son derece yanlış bir soru oluşur!

Tuncay Güney’le artık ilgilenmemek en doğrusudur. Bırakın Kanada’da ne halt ediyorsa etsin. Savcı Öz zaten yeterince bilgi ve belgeye sahip, o bunların aracılığıyla bir sonuca ulaşacaktır...Tuncay’sız da!

Tam 17 Cumhuriyet Savcısı Birinci Sınıf oldu - Öz hariç!

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 17 Cumhuriyet Savcısı’nın Birinci Sınıf’a terfi etmesine karar vermiş...Tabii İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz bu listede yok!

Öz’ün terfi edip etmeyeceği baharda belli olacakmış! Önce Savcı Öz’le ilgili davalar ve gazete haberleri incelenecek sonra karar verilecekmiş!

Giovanni Falcone adındaki İtalyan savcıyı anımsayan var mıdır acaba? Sicilya mafyasını uzun uğraşlardan sonra ortaya çıkarmış, ‘Baba’ Toto Rina’nın tutuklanıp 26 yıl hapse atılmasını sağlamıştı. Başsavcılığa terfi etmesine kesin gözüyle bakılıyordu... Olmadı! Sicilya’dan uzaklaştırıldı. Sonra, tekrar döndü... bir bombalama sonucu öldürüldü! Halkın sevgilisi oldu; ancak, burnunun sokmaması gereken işlere karıştığı için çöp sepetine atıldı! Ha unutmadan Zekeriya Öz, HSBC Bankası, İngiliz Konsolosluğu ve Sinegok bombacılarıyla ilgili de idaaname hazırladı tümünün müebbet hapsini istedi.

Hani bilginiz olsun dedim... Öyle kimilerinin öne sürdüğü gibi, tünel bakışlı, radikal İslamcı falan değil... MOSSAD ya da CIA’yle de ilgisi yok kimi dergilerin yazdığı gibi! Adam savcı! İşini yapıyor... o kadar!

Ahmet Misbah Demircan ve Yeşilçam Ödülleri

İstanbul Beyoğlu Belediye Başkan’ı ve Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) işbirliğiyle düzenlenen ‘Yeşilçam Ödülleri’ ikinci kez sahiplerini bulmaya hazırlanıyor! Adaylar 20 Ocak gecesi, basına tanıtılacakmış...

Bu yıl, 150 bin YTL’lik birincilik ödülü için tam 47 film yarışıyor. Bu arada Turkcell de 30 bin YTL’lik ‘İlk Film’ ödülü verecekmiş.

Bu Yeşilçam Ödülleri’ni gündeme getiren, Turkcell’i ana sponsor olarak bulan, gecesini gündüzüne katan, Beyoğlu tutkunu Başkan Ahmet Misbah Demircan tabii! Bu, Ahmet kardeşimin Beyoğlu için yaptığı onca güzellikten sadece bir tanesi. Saymaya kalksam gazetenin sayfaları yetişmez... ancak yakında Beyoğlu’nu gezeceğim sokak sokak... Ahmet kardeşimle birlikte... neymiş, ne olmuş ve ne olacak gezisi düzenleyeceğiz...

Ve bunları belirli aralıklarla star’ın sayfalarında size sunacağım... Ben bir Beyoğlu sevdalısı olduğumdan sık sık gidiyorum... ya bir başıma ya da arkadaşlarımla... ama bunu sizinle de paylaşmam artık şart oldu. Çünkü güzellikler, ancak paylaşılınca, anlam kazanıyor!

İYİ LAF

Tanrı önce erkeği yarattı... sonra kadını... sonra düşündü; baktı ki olmuyor... boşanma hakimini yarattı!



edit post

"Ergenekon" davasının 40'ıncı duruşması Silivri Cezaevi'ndeki duruşma salonunda yapılıyor. Sorgu sırası kendisinden olan tutuklu sanıklardan Serhan Bolluk, savunmasının hazır olmadığını belirterek daha sonra ifade vereceğini belirtti. Bunun üzerine sıradaki sanık İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, kürsüye çağrıldı.
PERİNÇEK'TEN ÖZLÜ SÖZLER
Perinçek'in ilk sözü intihar eden emekli albay Abdülkerim Kırcı'ya ilişkin beyanlarıyla başladı. Perinçek, "Kahramanları intihar eden ordu savaşma yeteneğini kaybeder." oldu. Hatırlanacağı gibi çok sevilen dizilerden biri olan hatta Ergenekon'u önceden bildiği söylenen "Kurtlar Vadisi Pusu" dizisinin kahramanı Polat Alemdar da buna benzer sözler eder. En bilindik sözü ise "Sonunu düşünen kahraman olamaz"dır...
TÜRK YARGISI ABD'NİN İNFAZ MEMURU OLDU
Perinçek sözlerine şöyle devam etti:
"Kahramanları intihar eden ülkenin yargısı başka büyük devletin infaz memuruna dönüşür. Türk yargısı ABD'nin infaz memuruna dönüşmektedir. Bir kahramana yaşamayı zindan etmişiz, Türk milleti kahramanlarını ölüme zorluyor. Zor dönemler kahramanlar ile geçilir. Şimdi kahramanları köpeklere boğduruyorlar" dedi.

Bu sürece sessiz kalınarak katkıda bulunulduğunu ileri süren Perinçek, Abdülkerim Kırcı'nın değil bir devletin intihar ettiğini söyledi.
TSK FUTBOL TOPUNA DÖNDÜ
Abdullah Öcalan'a dokunanın yandığını iddia eden Perinçek, "Apo'yu yakalayan Levent Göktaş albayı içeri tıkacaksınız. Sonra kapalı kapılar arkasında görüşeceksiniz. Apo'ya dokunan yanıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri hergün futbol topu gibi tekmeleniyor" diye konuştu.

TÜRKİYE'NİN EN TEMİZ İNSANLARINA DAVA
Tuncay Güney'in ve Danıştay saldırısına ilişkin davada ceza alan Osman Yıldırım'ın beyanlarının ciddiye alınmasının savcıların kendi samimiyet ölçülerini ortaya koyduğunu ifade eden Perinçek, bu davanın Türkiye'nin en temiz insanlarına açıldığını söyledi.

NATO'DAN ÇIKALIM
Gladyo temizlenmek isteniyorsa, NATO'dan çıkılması gerektiğini belirten Perinçek, "NATO'dan çıkalım Uğur Mumcu'lar katledilmez, Madımaklar yakılmaz, PKK'nin kökü kazınır. NATO'dan çıkalım Irak halkına en büyük katkıdır" diye konuştu.



edit post

Kurtlar Vadisi'nin Kılıç'ı, 45 yıllık tiyatro sanatçısı Atilla Olgaç hayatıyla ilgili bir gerçeği ilk kez Gülşen Yüksel ve Müge Dağıstanlı'nın sunduğu 'Orada Neler Oluyor'da açıkladı.Atilla Olgaç "Kılıç karakteriyle senaryo gereği adam öldürdük. Ama ne yazık ki bu vatan için ben gerçek hayatta 10 kişiyi vurdum" dedi. Atilla Olgaç "Askerlikte terhisime 1 gün kalmıştı. Tam o sırada Kıbrıs Barış Hareketi oldu. Beni Mersin'den Kıbrıs'a gönderdiler. Savaşın en acımasızca ve en kanlı bölümünün sürdüğü temizleme harekatında görev verdiler. Komutana 'Yapamam, adam öldüremem, ben sanatçıyım' dedim. 'Burada sanat bitti. Burası gerçek hayat, savaş. Emir verdim mi öldüreceksin' dedi. İlk öldürdüğüm çocuk 19 yaşında, esir düşmüş bir askerdi. Silahı yüzüne doğrulttuğumda yüzüme tükürdü. Alnından vurdum, öldü. Daha sonraki çatışmalarda 9 kişiyi daha öldürdüm. Öldürdükten sonra gidip karargâhta ağlıyor, ertesi gün yine öldürüyordum. Rüyamdan çıkmıyor. Uzun süre psikolojik tedavi gördüm. Bu yüzden hala et yiyemiyorum. Kan göremiyorum. Aklıma öldürdüğüm çocuklar, kokmuş cesetler geliyor" dedi.

"O lanet olası görüntü gitmiyor"
Bu acıyı 25 yıl sonra ilk kez itiraf ettiğini söyleyen Atilla Olgaç "Türkiye'de korkunç bir savaşta bulunmuş, adam öldürmüş, gazilik unvanı almış tek sanatçıyım" dedi. Atilla Olgaç sözlerine şöyle devam etti: Savaş uzun süre mesleğimi de etkiledi. Kitlendim, bir şey yapamadım. Bugün o komutanın 'Hep sahnede numaradan mı adam öldüreceksin. Silahı al da, gerçekten öldür bakalım. Nasıl oluyormuş' dediğini hatırlıyorum. " dedi.



edit post

Kurtlar Vadisi' dizisindeki Memati karakteriyle bilinen Gürkan Uygun'un kirasını ödeyemediği için Oya Aydoğan'ın evinden çıkmak istediği haberleri yayınlanmıştı. Bu sabah Seda Sayan'ın programına konuk olan Aydoğan, ünlü oyuncu ile bir sorun yaşadıklarını doğrulayarak " Evet böyle bir sorun var .Kendisi bir yıllık sözleşme yapmamıza rağmen, bu süre dolmadan evi boşaltmak istedi. Ben de kendisine bir dilekçe göndererek sözleşme sonuna kadar olan kira bedelini kendisinden isteyebileceğimi belirttim. Olayın aslı budur. Ancak kendisinin neden evimden çıkmak istediğini bilmiyorum. Belki ev almıştır. Belki de daha büyük bir eve çıkacaktır. Kendisi bugüne kadar kirasını gününü aksatmadan 'tıkır tıkır' ödemiştir.Aslında karşı karşıya gelseydik bu meseleyi daha 'şık' bir şekilde halledebilirdik." dedi.



edit post

'Tek Türkiye', Vadi'nin yokluğunda birinci sıraya yerleşti. Dizinin oyuncuları, neden bu kadar çok izlendiklerini anlattılar.




Samanyolu TV'de reyting rekorları kıran 'Tek Türkiye' dizisinin oyuncuları, HaberTurk'te Saba Tümer'in programina konuk oldular.
Önceki sezon Kurtlar Vadisi Pusu ile aynı kuşakta yayınlanan dizi, Vadi'den sonra 2. sıraya oturmaktaydı. Geçen hafta, Kurtlar Vadisi Pusu'nun ekranda olmamasının da verdiği avantajla günün en çok izlenenleri arasında birinci sıraya oturan dizinin oyuncularından Ozan Çobanoğlu, "Biz açıkçası bu kadar başarıyı bekliyorduk ama olur mu olmaz mı endişemiz vardı. Tıp Fakültesi'nde okuyan arkadaşlarım arıyorlar beni, 'Biz Güneydoğu'ya gitmek istiyoruz. Diziyi seyrettik, bize Güneydoğu'yu hatırlattınız' diyorlar. Biz hatırlatıyoruz, orası da ülkemizin bir yeri ve buralara da gitmelisiniz" açıklamasını yaptı.
BİZE DEĞER VERMEYENLERDEN DAHA ÇOK EMEK VERİYORUZ
Konservatuar mezunu ve 12 yıldır devlet tiyatrosu oyuncusu olan Ozan Çobanoğlu, "Bizler profesyonel oyuncularıyız. Bize değer vermeyen ya da bizi ciddiye almayan oyuncular kadar bu işe emek vermiş insanlarız aslında. Benim için önce proje, sonra rol, sonra diğerleri gelir. Ben bu projeyi gördüğümde, insanların kendilerine örnek çıkaracaklarını düşündüm. Kimisi doktor öğretmen, kimisi doktor, kimisi hemşire yani aydın olmak isteyecekler. Ben bunu yapacağım diye düşündüm" şeklinde konuştu.
DİZİ SAYESİNDE GÜNEYDOĞU'YA GİTMEK İSTEDİLER
Sabri Özmener ise dizinin başarısı için "Biz işe başlarken bizimle 2 yıllık bir anlaşma yapıldı. Reyting alalım almayalım, ilk 100'e girelim girmeyelim, hiç önemli değildi. Bizim amacımız toplumsal bir mesaj verebilmekti. Geçen yıl 6-7 doktor, Ozan'a gelip, 'Bizi Güneydoğu'ya gönderiyorsun. Senin yüzünden oraya gidiyoruz' dediler. Bunun ödenecek bir bedeli yok işte" şeklinde konuştu.
Diyarbakır'da uzun süre araştırdıktan ve çalıştıktan sonra senaryonun oluşturulduğuna dikkat çeken Sabri Özmener, dizideki konuların da hayatın içindeki gerçeklerin çok yakından takip edilerek yazıldığını belirtti. Özmener, "Son bölümde 250 figüran kullanıldı. 'Çok düşük bütçeli, no name isimler' falan derler ya. Hiç öyle bir şey yok. Siz düşünebiliyor musunuz 90 dakikalık bir dizi, her hafta bir sinema filmi yapılıyor. Bütün ekip arkadaşlarımız inanılmaz bir tempoyla çalışıyor" açıklamasını yaptı.
'BİZ NİYE DURUYORUZ?' DİYORLAR
Özlem Akınözü ise 'Tek Türkiye'nin, Güneydoğu'daki insanların bir çok yokluklarına değindiğine vurgu yaparak, "Dizinin içeriğinde, öğretmensizlikten, doktorsuzluktan, hemşiresizlikten, eğitimsizlikten yakınmalar var. Oraya gitmeyen pek çok hizmetler var ne yazık ki. Dolayısıyla oradaki idealist bir doktor karakteri görülünce, 'biz niye duruyoruz' diyen insanlar oldu" şeklinde konuştu.
Akınözü, kendilerinin Güneydoğu'da sadece bir dizi çekmediklerini bir misyon üstlendiklerini ve bir görevi de yerine getirdiklerini sözlerine ekledi.



edit post

Necati Şaşmaz, TRT-1'de Sen Türkülerini Söyle yarışmasının konuk jüri üyesiydi.
Yarışmacıların performanslarını yorumlarken Türk Halk Müziği'ne vakıf olduğu belli oluyordu. Her zamanki gibi siyah takım elbisenin içine siyah gömlek giymiş, siyah kravat takmıştı. Dikkatli bakınca, o gür, siyah saçlarının arasına ak düşmeye başladığını fark ettim. Acaba neden?

Yoksa şarkıdaki gibi, ona da çektiren mi var? (Neden saçların beyazlanmış arkadaş, sana da benim gibi çektiren mi var?) Ve Şaşmaz ilk kez ekranda türkü söyledi... 'Elif Dedim Be Dedim" isimli türküyü, Orhan Hakalmaz ve Gülşen Kutlu ile beraber seslendirdi. Tüm jüriden ve seyirciden alkış aldı.



edit post

Pana Film bu güne dek yapılamayanı yaptı. Yazılamayanı yazdı.Haddim değil fakat bir izleyici olarak tebrik etme ihtiyacı hissediyorum. Hepimizin içinde bir Polat Alemdar olduğunu düşünüyorum. Ama ne yazık ki ülkümezin gençliği daha delifişek ve çabuk dolduruşa gelen bir ruh haline sahip. O da hiç bir millette bulunmayan üstün bir merhamet duygusundan kaynaklanıyor şüphesiz.Kurtlar Vadisi dizisi bana bu anlamda, bir Türk genci olarak daha uyanık olmayı öğretti ve öğretmeye devam ediyor. Hayallerimizi süsleyen kahramanlar aslında hepimizin içinde mevcut. Hiçbir memlekette müslüman Türkler kadar yürekli bir millet daha yok. İştebu dizi zembereğinden boşalmış yürekleri daha mantıklı hareket etmeye çağırıyor. Ve ben diyorum ki, okuyalım okuyalım okuyalım. Bu ülkenin makus, mahpus ve müthiş tarihini okuyalım. Kendi eserlerimizi kendi tarihimizi anılarımızı anlatır gibi bilmek şart.O kadar benimsemiş ve hafızada kalmış şekilde yani... İlk önce bu şart. Yoksa temeli sağlam olmayan bina şaşayı neylesin? Dilini kaybeden millet yok olmaya mahkumdur. Bize has eserlerimizi okuyalım. Japonlar'ın çocukları kendilerinden asırlar evvel yazılan eserleri ve kitabeleri rahatlıkla okuyabiliyorlar. Bizler bırakınanlamayı Türkçe'mize has birçok sözcüğü cümle içinde kullanmaktan aciziz. Türk diline sahip çıkalım. Yazımı son günlerde bir yerde okuduğum ve acı acı güldüğüm bir duvar yazısıyla noktalıyorum: "Yes abicim, Türkçe eğitime benden de okey!"



edit post

Ekonomik kriz ünlü oyuncu Gürkan Uygun'u da zor durumda bıraktı.


Kurtlar Vadisi dizisindeki Memati karakteriyle bilinen Gürkan Uygun, son dönemlerde tüm dünyayı etkileyen ekonomik krizden canı yananlar arasına girdi. Sabah'ta yer alan habere göre ünlü oyuncu Oya Aydoğan'ın Ulus'taki evini 7 ay önce 2 bin TL'ye tutan Uygun, kirası fazla gelen evini yaptığı 1 yıllık sözleşme nedeniyle boşaltamıyor. Aydoğan ile mahkemelik olan ünlü oyuncunun durumu önümüzdeki günlerde belli olacak.



edit post

KURTLAR Vadisi’nin Polat’ı, milyonların sevgilisi olarak kabul ediliyor, hem de yıllardır bu sevgiyi kaybetmiyor...Dizi gösterildiği her bölümle birinci oldu, hem de rakiplerini açık ara geçerek...Ve Vadi’nin Polat’ı diye ün yapan Necati Şaşmaz geçen hafta TRT’nin Sen Türkülerini Söyle programına katıldı, üstelik türkü de söyledi...Program kaçıncı olmuş diye baktım, inanamadım, Necati Şaşmaz’a rağmen, 15’inci sırada, izleyicinin yüzde 11’ini ekran başına toplamış...Sakın bunu küçük saymayın, bir önceki hafta aynı program 37’inci olmuş, çünkü Necati Şaşmaz yokmuş...Demek ki Necati Şaşmaz tutuyor, TRT’yi bile 22 sıra öne fırlatıyor, ama Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek gerek; Şaşmaz’dan da fazla Polat Alemdar tutuyor, hep birinci olduğuna göre...



edit post



Samanyolu TV'de 'Tek Türkiye' isimli diziyi beğenerek izliyorum. Genç doktor Tarık'ın, Güneydoğu'nun ücra bir köyünde verdiği mücadele, her Perşembe akşamı milyonlarca insanı Samanyolu ekranına kilitliyor.

Aksiyonsa aksiyon, terörse terör, çatışmaysa çatışma, ihanetse ihanet...

Anlatım akıcı ve duru. Seyirciyi ürkütmüyor, yormuyor; ancak meraklandırıyor. Kurtlar Vadisi'nin kanal arayışı yılan hikayesine dönerken, 'Tek Türkiye' zirvedeki başarısının keyfini çıkartıyor. Dizi, önceki gün bir kez daha reyting sıralamasının en üstüne yerleşti.

Yapımcılığını Salih Asan'ın üstlendiği, Devlet Tiyatrosu oyuncularının rol aldığı dizi, yayına başladığı 2007 yılından bu yana istikrarını koruyor. Oysa onlarca dizi ekrandan sapır, sapır döküldü ve dökülüyor. Kendilerini star sanan anlı şanlı oyuncuların dizileri tek tek silindi gitti. Neden? Kibirden...

Neden? Hesapsızlıktan... Neden? Uzağı görememekten...

BUGÜN'ün magazin servisinden Şebnem Özuzcan araştırdı, öğrendi...

Necati Şaşmaz bölüm başına 75 bin TL alırken, Tek Türkiye'de başrol oyuncuları 5-8 bin TL ücret alıyor. Kurtlar Vadisi'nin kanala maliyeti 750 bin TL iken, Tek Türkiye Konya'da 5'te biri bütçeyle çekiliyor. Hem de, set, kostüm, yan cast, figürasyon gibi konularda harcama yapmaktan hiç çekinilmiyor. Şimdi sıkı durun...

Kurtlar Vadisi'ni elinden kaçıran Show TV, 'Tek Türkiye'ye talip oldu. Ancak, dizinin STV'nin iç yapımı olduğunu öğrenince şaşırdılar. STV yönetimi, eline doğan bebeğini emekletip, büyüttükten sonra bir başkasına vermek istemedi. Kim verir ki?

Ardından, atv ve Star TV de talip oldu. Onlara da 'hayır' cevabı verildi. Son söz; Başrol oyuncuları Ozan Çobanoğlu, Ezgi Sertel, Sabri Özmener ve Türker Tekin'in şahsında, bu diziye emeği geçen herkesi kutlarım.



edit post

Kurtlar Vadisi Pusu'nun akibeti netleşmek üzere. Dizi hangi kanalda ekrana gelecek?





Milliyet gazetesi televizyon eleştirmeni Sina Koloğlu, Kurtlar Vadisi Pusu dizisinin hangi kanalda yayınlanacağı konusunda önemli bir yazı kaleme aldı.
Koloğlu'na göre Pana Film ile Show TV anlaştı ve Vadi'nin kanalı değişmedi.
Sina Koloğlu, dizi için dört kanalın devreye girdiğini hatırlattı ve ayrıntıları bilmediğini ekledi. Bakalım Kurtlar Vadisi Pusu dizisi yeni bölümü ile ne zaman seyircisiyle buluşacak?



edit post



“Kurtlar Vadisi Pusu”nun fanatiklerinden elektronik posta yağmuru sürüyor...
Hepsi de dizilerinin akıbetini merak ediyor.
KVP fanatikleri kadar ben de dizinin hangi kanala geçeceğini merakla takip ediyorum. Bu amaçla sürekli nabız yokluyorum.
Henüz kesinleşmiş bir durum söz konusu değil, ama “Kurtlar Vadisi Pusu”nun ibresi atv’yi gösteriyor.
Aldığım istihbarata göre taraflar prensipte anlaştı, iş sözleşmenin detaylarına geldi... Ama hayatın şöyle de bir gerçeği var:
“Şeytan ayrıntıda gizlidir” derler...
O nedenle sözleşmenin koşullarında giderilemeyecek bir sorun yaşanır da, “prensip anlaşması” bozulursa onu bilemem...
Ama bildiğim bir şey var ki, Pana Film ekibi Show TV’ye resti talihsiz bir zamanda çekti...
Show TV’den bu sezon hiç para alamadıkları gibi, geçen sezondan da alacakları olduğu için Pana Film sahiplerinin, “Bu soruna kalıcı bir çözüm bulmazsanız biz yokuz” dedikleri dönem, ekonomik krize denk geldi.
“Kurtlar Vadisi Pusu” da hayli maliyetli bir dizi.
Pana Film’le bir süreden beri pazarlık halinde olan televizyon yöneticilerinden aldığım bilgiye göre “Kurtlar Vadisi Pusu”nun her bölümünün yayıncı kuruluşa maliyeti 800 bin TL...
Bugünkü ekonomik krizde her kanalın aldığı reklamla bunu karşılaması mümkün değil...
Bu tablo da haliyle Pana Film ekibinin elini zayıf gösteriyor, pazarlık gücünü düşürüyor.
Pana Film ekibi, “Bu kriz hep böyle gitmeyecek. İyi günler de gelecek” diyerek pazarlığı ona göre yapıyor.
Ancak öte yandan televizyon yöneticileri de, “Gönlümüz ‘Kurtlar Vadisi Pusu’ya bu parayı vermek istiyor, ama mantık ve ekonomi aynı şeyi söylemiyor” diye diretiyor.
“Kurtlar Vadisi Pusu” gibi bir dizinin bu denli uzun süre kanalsız, oyuncularının işsiz kalması da bu yüzden...

‘İpsiz Recep’ dizisi Türüt’süz olur mu?
TRT 1’de ekrana gelen “İpsiz Recep” dizisinde Kadir İnanır’ın canlandırdığı “İpsiz Recep”in mezarı Karasu’da ama o aslında Rizeli...
Bazıları, “Rizeli böyle konuşur mu?” diye itiraz etse de çoğu Rizeli, Kurtuluş Savaşı döneminde içlerinden çıkan bir kahramanının öyküsünün dizi yapılmasıyla yakından ilgili ve işin destekçisi.
“İpsiz Recep” gibi tarihi bir kişilik olmasa da İsmail Türüt de günümüz ünlülerinden bir Rizeli...
Nasıl “Kambersiz düğün olmaz”sa, Rizeli bir kahramanın dizisi de Rizeli İsmail Türüt’süz olmaz...
O nedenle dizinin yapımcısı İsmail Türüt’ü de “misafir oyuncu” olarak “İpsiz Recep”in kadrosuna kattı.

Yarışmada ilginç bir uygulama
TRT 1’de “Sen Türkülerini Söyle” adlı bir yarışma var.
Yarışmanın ilk serisi bitti. Şimdi sıra ikinciye geldi.
Böyle yarışmalarda normalde prosedür şöyledir.
İlk seri biter. Şayet yarışmanın ilki iyi reyting yakalamışsa, jüri yarışmanın ikinci serisinin yarışmacılarını bulmak için yollara düşer.
Önceden anons edilen şehirlerde yapılan elemelerle yeni finalistler belirlenir.
Ancak TRT 1’deki “Sen Türkülerini Söyle”de prosedür böyle işlemedi.
TRT’ciler, yarışmanın ilki için ilk 13’ü belirlerken bir de yedek bir liste yaptı.
TRT’ciler, şehirlerde yaptıkları elemelerde “Sen Türkülerini Söyle”nin devam etmesi halinde ikinci seride yarışacakları da belirledi.
Şimdi sıra elemelerde “ikinci” seçilenlerin, “Sen Türkülerini Söyle”nin ikinci serisinde finalist olarak yarışmasına geldi...
Tuhaf bir durum değil mi?
Yapılan elemelerde birinci seçilenlerin yarattığı etki ortada.
Şimdi ikinciler yarışacak da ne olacak?
Bu arada “Sen Türkülerini Söyle”den birkaç finalistin TRT sanatçısı olarak kadroya alınmasına müthiş bir tepki var.
Çünkü, TRT’nin mevcut kadrolu sanatçıları bu noktaya yıllarca emek vererek ve bir dizi sınavdan geçerek geldi.
“Sen Türkülerini Söyle” finalistlerinden bir kısmının, TRT yönetiminin kararıyla, hiçbir sınava tabii tutulmadan TRT sanatçısı olarak kadroya alınması, mevcut TRT sanatçılarını küplere bindirdi.
Konu, yakında mahkemeye taşınacak gibi...

“TRT Şeş”i açtı, arkası gelecek mi?
Bunun böyle olacağı belliydi... Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) DTP Milletvekillerinin konuştukları Kürtçe tutanaklara, önce “Bilinmeyen bir dil”, sonra “Türkçe olmayan dil” olarak geçtiği günlerde TRT’nin 24 saat Kürtçe yayın yapan TRT Şeş’i açması, beraberinde diğer dilleri konuşanların taleplerini de gündeme getirecekti.
Nitekim öyle de oldu.
Çünkü Türkiye, Türkçe’yle birlikte 36 dilin konuşulduğu bir ülke...
TRT Şeş’in yayın hayatına başlamasından sonra bu dilleri konuşanların da, “Biz de TRT’nin kendi dilimizde yayın yapan kanal açmasını istiyoruz” diyeceği belliydi...
Önce Kafkas Dernekleri Federasyonu Çankaya’ya çıkıp Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den Çerkezce televizyon istedi.
Ardından Lazlar da harekete geçti.
Onlar da, “TRT 7 kurulsun. 24 saat Lazca yayın yapsın” demeye başladı.
Eminim ardından diğer dilleri konuşanların talepleri gelecek.
Çünkü TRT, “Şeş”i oynarken her taraftan açık verdi...

Dizi yıldızlarının Ortadoğu yükselişi
Türk dizilerinin Arap dünyasında yarattığı etki malum...
“Gümüş”, “Ihlamurlar Altında” ve “Çemberimde Gül Oya” gibi Türk dizileri Arap ülkelerinde bir yandan reyting rekorları kırarken, bir yandan da tepki alıyor.
Türk dizilerinin Arapların ahlakını bozduğunu düşünen basın yayın organları ha bire ulemalardan aldıkları fetvayı haber yapıyor.
Katar gibi bazı ülkelerde ise Türk dizilerine karşı olan kampanyalar bizzat resmi makamlar tarafından yapılıyor.
Düne kadar Türk dizilerini izleyen Arapların, onlardan etkilenip boşanmaya başladığını ilan edip, bunların yasaklanmasını isteyen Katar yönetiminden bu kez farklı bir ses yükseldi.
İsrail’in Gazze’de yaptığı katliamı kınamak için Emine Erdoğan’ın Arap first lady’leri toplayıp yaptığı eyleme katılan Katar Emiri’nin eşi Sheikha Al Missned, başlatacağı Gazze kampanyasının yüzü olarak Türk dizi yıldızlarını seçti.
Katar Emiri’nin eşi Sheikha Al Missned, “Gümüş” dizisinin başrol oyuncusu Songül Öden’e, kampanyalarının yüzü olmayı teklif etti. Öden de, teklifi kabul etti.
Düne kadar bazı Katarlı yöneticilerin, “Dizileri kaldırılsın” dediği Songül Öden ve Kıvanç Tatlıtuğ şimdi, Katar ve Suriye’de yapılacak kampanyalarda Gazze’nin yüzü ve sesi olacak...
İlginç değil mi?



edit post

Kurtlar Vadisi Pusu'nun akıbeti netleşmedi. Ancak ibre atv'yi gösteriyor.









Milliyet yazarı Ali Eyüboğlu, Kurtlar Vadisi Pusu'nun akıbetini soruşturdu ve henüz kesinleşmiş bir durum olmadığını ancak ibrenin atv'yi gösterdiğini belirtti.

Dizi ile ilgili bilgiler de veren Eyüboğlu, Kurtlar Vadisi Pusu'nun bir bölümünün yayınca kanala olan masrafının 800 bin TL olduğunu belirtiyor.

Bakalım ekranların en çok seyredilen, ancak en pahalı yapımlarından olan Kurtlar Vadisi Pusu, ne zaman izleyici ile buluşacak.



edit post

Forbes Dergisi, dünyanın en zenginleri listesine 'sanal zenginleri' de ekledi.


Küresel kriz, zengin - fakir ayrımı yapmadan herkesi etkiliyor. Ancak şu da bir gerçek ki, 2008 küresel kredi krizinden en çok etkilenenlerin başında milyarlarca doları buharlaşan "en zenginler" geliyor. Zenginler ligindeki çarpıcı değişimleri, Forbes Türkiye'nin mart sayısında yayınlanacak 'En Zengin 100 Türk Listesi'nde de göreceksiniz.

Ama bir de çalkantıdan hiç etkilenmeyenler var. Servetleri her daim baki, ünleri her zaman akılda. Onlar sanal dünyamızın zenginleri. Filmlerde, televizyon dizilerinde hayatımıza giren zenginler...



1) NOEL BABA

Yaşı: 1600’den fazla
Nasıl kazandı: Oyuncaklar
Serveti: Sonsuz
Yaşadığı yer: Kuzey Kutbu
Dördüncü yüzyılda Antalya Patara’da doğduğu rivayet edilen Noel Baba, sonsuz servetiyle dünyanın en zengini... Aynı zamanda da en gizemlisi... Zira sadece çocuklar tarafından görülebiliyor. Yılın yarısını New York’ta, kalanını Kuzey Kutbu’nda geçirdiği söyleniyor. Kuzey Kutbu’nda oyuncak sektörüne yaptığı yatırımları (Kuzey Kutbu’ndaki en büyük oyuncak fabrikası ona ait) ile dikkat çekiyor. Cirosu ise sonsuz… Senede sadece tek bir gün çalışan Noel
Baba, Elf dostlarının ürettiği oyuncakları Noel gecesi tüm dünyadaki çocuklara dağıtıyor. Sonsuz zamandır listede.



2) DÜNYAYI KURTARAN ADAM

Yaşı: 41
Nasıl kazandı: Dünyayı kurtararak
Serveti: 3 milyar dolar
Yaşadığı yer: Uzak birgalaksi
Dünyayı yok etmeye çalışan uzaylı büyücülere karşı verilen savaşın kazanılmasını sağlayan iki kahraman Türk pilotundan biri. Ve de sağ kalanı... Dünyayı kurtarması nedeniyle kendilerini borçlu hisseden dünyalılar ona uzak, çok uzak bir galakside bir gezegen hediye etti. Bugün gezegenin hem sahibi hem de devlet başkanı. Zaman zaman dünyayı
ziyaret ederek liderlere “dünyayı kurtarma konferansları” veriyor. 1982’den beri listede.



3) POLAT ALEMDAR

Yaş: 38
Nasıl kazandı: Miras - Kamu
Serveti: 2,5 milyar dolar
Yaşadığı yer: İstanbul
Diğer adı Yakup Efe Karahanlı. Türkiye’nin en büyük
baronu Mehmet Karahanlı’nın oğlu ve varisi. Henüz bebekken istihbaratçı Aslan Akbey tarafından kaçırılan Polat Alemdar, Kamu Güvenliği Teşkilatı’na hizmet etmek için yetiştirildi ve ülkedeki mafyayı tek başına çökertti. Bununla da yetinmedi, Amerikalılardan çuval olayının intikamını aldı. Babasının öldürülmesiyle Türkiye’nin en güçlü ismi olan Alemdar, bizzat Dünya Baronu tarafından ‘Baronluk’ mertebesine yükseltildi. 2003’den beri listede.



4) SELİM ARHAN

Yaş: 39
Nasıl kazandı: Miras - Kimya
Serveti: 1,1 milyar dolar
Yaşadığı yer: İstanbul
Kimya ve kozmetikte Türkiye’nin en büyük şirketi ARC’nin kurucusu ve sahibi Ömer Arhan’ın büyük oğlu. Baba Arhan’ın
emekli olma kararının ardından işlerin başına geçti. Şirketi, kuzeni Teoman’ın entrikalarından korumayı başardı. Ciddi,
mütevazı ve sorumluluk sahibi. Gerekli gördüğünde “Hiçbir
aşk 100 milyon dolar etmez” diyebilecek kadar gerçekçi.
Şoförün kızıyla evlendi. 2003’den beri listede.



5) DİLBER KOÇARSLANLI

Yaş: 66
Nasıl Kazandı: Miras - Yastıkaltı
Serveti: 370 milyon dolar
Yaşadığı yer: İstanbul
Gayrimenkul ve medya yatırımlarıyla tanınan Türkiye’nin
14’üncü zengini Bahattin Koçarslanlı’nın kardeşi. Bir dönem
Adana’nın en güzel kızı olduğu konuşuluyor. Bekar ve
hiç evlenmemiş. Tutucu, aynı oranda da dedikoducu. Altı aydır
İstanbul’da yaşıyor. 2009 yılı hedefi, komşusu Tahsin
Sütçüoğlu’nu elde etmek. Listenin sürpriz isimlerinden.



6) SEYMEN KARADAĞ

Yaş: 35
Nasıl Kazandı: Miras - Turizm
Serveti: 300 milyon dolar
Yaşadığı yer: Nevşehir
Nevşehir’in en büyük ailesi Karadağların büyük oğlu. Babasının
ölümü ile New York’daki eğitimini yarıda bırakarak aile
işinin başına geçti. Turizm ve şarapçılık yatırımları var.
Tehlikeyle iç içe yaşamayı çok iyi biliyor. Mayın tarlasına girdi,
hafızasını kaybetti ama her seferinde daha güçlü döndü.
“Cool ağa” kavramının babası. Kadınların sevgilisi. Risotto
pişirebilecek kadar Batılı, Central Park’da yanında hızla geçen
patenli adama “Is thIs your father’s garden ulan” diyebilecek
kadar maço. 2002’den beri listede.



7) FABRİKATÖR CEMAL BEY

Yaş: 63
Nasıl kazandı: Tekstil
Serveti: 150 milyon dolar
Yaşadığı yer: İstanbul
Fabrikatör Cemal Bey için işler uzun süredir iyi gitmiyor. Fabrikası Gümrük Birliği sonrası pazara giren şirketlerle rekabet edemezken oğlu Ferit de zamanını aile işi ile uğraşmak yerine fakir ve güzel kızlara aşık olmakla geçiriyor. Ama Cemal Bey çalışanları tarafından çok seviliyor. Zira
sert ve ciddi görünümünün altında babacan bir insan yattığını sadece işçileri değil, bütün Türkiye biliyor. 1972’den beri listede.

8) BANKER BİLO

Yaş: 40
Nasıl kazandı: Bankacılık ve inşaat
Serveti: 100 milyon dolar
Yaşadığı yer: İstanbul
Evet yaptım. Ama bir sor niye yaptım” cümlesi Bilo’yu çıldırtmak için yeterli. Can dostu Maho tarafından her aldatılışının sonunda bu sözleri duyan Bilo, çözümü aynı şekilde karşılık vermekte buldu. Maho yurtdışındayken bütün servetini ele geçirdi. Artık inşaat ve bankacılık dendiğinde akla gelen en önemli isimlerden biri. 1980’den beri listede.



9) İBRAHİM ZÜBÜKZADE

Yaş: 44
Nasıl kazandı: Politika ve rüşvet
Serveti: 46 milyon dolar
Yaşadığı yer: Ankara
Nam-ı diğer Zübük. Halk arasında kendi çıkarları için her yolu mÜbah sayan anlamına geliyor. “Ağırlığımca altın verseler partimi değiştirmem” diyen Destek Partisi milletvekili. Kısa süre sonra Huzur Partisi’nden Fuzuli İşler Bakanı... İşini bilmesiyle tanınıyor. Partisinin “güvensizlik oyu” almasının ardından meclisten ihraç edildi. 1980’den beri listede.



10) ZÜĞÜRT AĞA

Yaş: 51
Nasıl Kazandı: Miras
Serveti: 0
Yaşadığı yer: İstanbul
Haraptar Köyü ağası. Güreşe olan merakıyla tanınıyor. Yanına aldığı Kekeç Salman tarafından soyulmasının ardından Haraptar’ı satarak İstanbul’a yerleşti. Ağalığı başarıyla yerine getirirken girişimcilikten sınıfta kaldı. Bakkallık, seyyar atıcılık yapmak isterken körüklü çizmelerini dahi kaybeden
Züğürt Ağa şu anda çiğköfte satıcılığı yapıyor. Kısa, orta ve uzun vadede ticari hayatında herhangi bir başarıya ulaşması beklenmiyor olsa da kendi tabiriyle “O hala bir ağa.” 1985’den beri hep listenin en altında.



edit post







Balkan TV ayrıca, TİKA’nın da yardımıyla, Türkiye’deki televizyonlarla çeşitli anlaşmalar yaparak, popüler Türk dizilerini de Balkan ülkelerine ulaştıracak.

Bu çerçevede, anlaşması yapılan ilk dizi, Kurtlar Vadisi.

Kurtlar Vadisi dizisi, Türkiye’den sonra, şimdi de tüm Balkan ülkelerinde, üstelik bu ülkelerin kendi dillerinde altyazılı olarak yayınlanacak.

Yine Balkan TV’nin yayınlayacağı bir başka dizi ise, Ekmek Teknesi olacak.



edit post

TRT ekranları rutin yayınını keserek Ergenekon bağlantılı silahların kazıldığı vadiden canlı yayın yaptı.
Birçok haber kanalı da o görüntüleri kullanarak durumu anlatmayan çalıştı izleyicilerine...
TRT'nin tüm medyadan önce olay yerinden canlı bağlantıya geçebilmesi bir yandan habercilik başarısı, öte yandan ilişki zaferiydi...
Ve şimdi kayıp Susurluk silahlarının envanteri tutulmaya başlanmışken, gözümüzün TRT üstünde olması lazım.Sanırım şu sıralarda en hızlı haber o ekranda çıkacak...
Ve ilginçtir ki, rastlayan, Kurtlar Vadisi'nden sahne izliyor gibi bakacak olan bitene.Kaderi vadilerde yazılan güzel ve yanlız ülkemde!
Bu arada mevzua girmişken; Kurtlar Vadisi Pusu cephesinde seçenekler ikiye indi.Atv ve TRT.Diğerlerinin toptan çıkması netleşti.Show TV'nin de belli ki durumu yok "devam" demeye.
Bu durumda Kurtlar tayfası hükümetle sorum yaşamayan kanallardan birinde kalacak.TRT'de olursa, işi biraz daha kolay artık...Çünkü devletin kanalı resmen istihbaratın merkezi oldu.Dedik hani "Zir Vadisi Kuyu" yeni bölümleriyle reyting rekoru kırmakta...



edit post

Mustafa Üstündağ, hikayelerin bu topraklarda doğduğunu ancak bunları yabancıların daha iyi işlediğini söyledi.







Cine 5 ekranlarında yayınlanan KemalHamamcıoğlu'nun sunduğu CineCity progr***** Muro karakteri ile ünlenen Mustafa Üstündağ, konuk oldu.
Oscar hayali olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Üstündağ, Oscar'da bulunmanın güzel bir şey olduğunu belirtti.
Üstündağ, "Ne olur, zaman neyi gösterir bilemeyiz ki... İnşallah ülkemiz de açılır uluslararası platformlara. Avrupa'da çok iyi işler yapabiliyoruz. Yani ödüllerle dönebiliyor Türk sineması, ama Oscar belki bir elli sene sonra o filmleri yapabildiğimiz zaman... Bütçelerle çok alakalı. Onlarda sektör, bizde tam anlamıyla bir sektör değil" diye konuştu.
Türkiye'de sinemanın özveri ile yapıldığı anlatan Mustafa Üstündağ, dünya çapında çok kaliteli oyuncuların ve yönetmenlerin bulunduğuna dikkati çekti.

"Hikayelerin bütün özü bu topraklardan doğuyor. Medeniyetler beşiği bir toprak. Bizim hikayelerimizi onlar işliyorlar zaten"

diye konuşan Mustafa Üstündağ, Hollywood sinemasının iyi bir kurmaca olduğunu ve yüksek bütçelerle bu işi çok iyi yaptıklarını ifade etti.
Amerika'da 250-300 milyon dolarlık bütçelerle film çekildiğini hatırlatan başarılı oyuncu, Muro filmini ise 3 milyon dolara çektiklerini anlattı.



edit post

Muro filminin başrol oyuncuları Mustafa Üstündağ, Şefik Onatoğlu ve Eray Türk, filmi İstanbul ve İzmit’te 4 farklı sinemada hayranlarıyla birlikte izlediler. Gittikleri her sinemada yoğun ilgiyle karşılaşan oyuncular, hayranlarıyla bol bol sohbet etme fırsatı buldular.

Gerçekleşen sohbetlerin ardından Muro, Çeto ve Yıldırım’la filmi izleyen seyirciler, filmden sonra oyunculara beğenilerini dile getirdiler. Gösterilen ilgiden oldukça memnun kalan oyuncular ve seyirciler, sinemalardan büyük bir keyifle ayrıldı.




edit post

CUMARTESİ akşamı TRT’nin Gel Türkülerini Söyle programına jüri üyesi olarak Necati Şaşmaz katıldı... İzleyenler hayretler içinde kalmışlar, mektupları posta kutumu doldurmuş. Şaşmaz, Kurtlar Vadisi’ndeki tipinden çok farklı, kibar, zarif, esprili, duygusal; oysa onu sevenler sert bakışları, doğrudan şaşmayan güçlü yanına tutkunlar, ama Necati Şaşmaz, Polat Alemdar değil ki..

Tuna SERİM



edit post

Vadi yayında değil izleyecek bi şeyimiz yok, pekala bu kadarını anladım ama SHOW TV de tekrarları dönmeye başlaysaydı veya bir iki özel bölüm yayınlansaydı.Hiç değilse bizde sıkılmazdık öyle değil mi? Arap kanalları vadi yayınlanmaya başlandı ama Türkiye de tık yok.Pana filmin bunu düşünmesi gerekir bence.Çünkü bu büyük ara izleyicilerin çoğunu soğuttu zaten, hiç değilsee bir iki tekrarı yayınlansa veya özel bölümlere yer verilse izleyicide sıkılmaz tam tersi yeni izleyiciler kazanırdı kurtlar vadisi pusu. Televizyon Sektörüde İflas etti.Fırsat bu fırsat yayınlayın kurtlar vadisinin eski bölümlerini özet şeklindee ama malesef bunuda yapmıyolar izleyici bu nedenle baya bir soğudu ve dizi izleyici kaybetti.



edit post


Herkes biliyor…

Kurtlar Vadisi Pusu'nun Show TV ile yaşadığı sorunlar yüzünden, yapımcı PANA Film diziye yeni bir kanal arayışlarına aylar öncesinden başladı.

Dizinin hangi kanala geçeceği konusunda haftalardır yeni iddialarda bulunuluyor; Kanaltürk, ATV, Kanal 7, Star vs... Ancak bugüne kadar da henüz bir kanalla anlaşma sağlanamadı.

Çünkü Kurtlar Vadisi Pusu dizisinin maliyeti ve bütçesi hayli yüksek. Krizden olacak, görüşme yapılan kanallarla da anlaşma sağlanamıyor.

Kurtlar Vadisi Pusu acaba hangi kanala transfer olma yolunda derseniz?

Şöyle söyleyebiliriz:

Ekip, ibreyi TRT’ye çevirdi. Tahmin edilebileceği gibi; yüksek maliyeti olan bu diziyi ancak TRT karşılayabilir…

Hatırlayacak olursak; Kurtlar Vadisi Pusu’nun Polat’ı Necati Şaşmaz, TRT’de sunuculuğunu Kadir Çöpdemir, Hande Subaşı ve Özgür Eren’in sunduğu “Sen Türkülerini Söyle” adlı yarışmanın konuğu oldu.

Necati Şaşmaz canlı yayında bir de türkü söyledi. Hem de diziye damgasını vuran “Elif Dedim Be Dedim” türküsüydü söylediği.

Uzun lafın kısası; Pana Film ile TRT arasında şu an görüşmeler devam ediyor ve gülen taraf TRT olacak gibi görünüyor. Necati Şaşmaz’ın TRT’ye katılımı da ‘patronlar katında’ yaşananların bir dışavurumu olarak yorumlanıyor



edit post


‘Deli Yürek’, ‘Kurtlar Vadisi’ ve ‘Pars Narkoterör’ gibi dizilerle ülkemizdeki karanlık ilişkileri anlatan yapımcı Osman Sınav’a bugünlerde konusu ‘devlet içindeki derin ilişkiler’ ve ‘Ergenekon’ olan onlarca kitap ve senaryo geliyor.

Şu an için neyin ne olduğunun belli olmadığını, böyle bir projeye girmenin sağlıklı olmayacağını düşünen Sınav, “10 yıl önce yaptım. Devletin içindeki çürümeyi rol modelleri çizerek gösterdik izleyiciye. Sinemacı için önemli olan, önceden görüp yapmaktır. Bana ‘Siz niye yapmıyorsunuz?’ diyorlar. Savcılar, polisler yapıyor zaten. Haberler ortada. Diziye ne gerek var!” diyor. Demokrasinin yaşaması için adaletin önemine dikkat çeken Sınav, “Yaptığınız işleri izleyici doğru okumuş mu?” sorusuna, “Yaptıklarımızı halk doğru okudu. İnsanlar haberlerin satır aralarını doğru okumalı. Yoksa yönlendirilirler.” şeklinde cevap veriyor. Halkın neyi nasıl okuduğunu yaşayarak görmüş Osman Sınav. Son Ergenekon operasyonları kapsamında bir televizyon kanalının kahveden yaptığı haberi buna örnek gösteriyor: “Halka soruyorlar, ‘Olup bitenleri nasıl değerlendiriyorsunuz?’ diye. Biri ‘Ardında ne var bakmak lazım.’ derken, diğer bir vatandaş, ‘Bu kadar güvendiğimiz insanlar neyin içindeymiş meğer!’ diyor.” Bütün bunları birleştirdiğinizde toplumdaki duyarlılığın en üst seviyede olduğu da ortaya çıkmış oluyor aslında. “Sakin olalım. Yaşananları önce analiz etmek lazım. Üç beş gazete manşetinden yola çıkılarak dizi yapılmaz.” diyen Sınav’ın kısa vadede böyle bir işe girişmeyeceği anlaşıyor.

‘Kenan İmirzalıoğlu’nu onlardan iyi tanırım’

‘atv’de başlayıp yoluna TRT ile devam eden Doludizgin Yıllar, ‘Posası çıkmış diziler TRT’ye gidiyor.’ ve ‘Osman Sınav oğlunu (Yusuf Ömer Sınav) oynatıyor.’ gibi eleştirilerin hedefi olmuştu. Eleştirilere ilk kez cevap veren Sınav, sert konuştu: “Tabii ki reyting almak önemli. Ancak dizi atv’nin hedef kitlesine ulaşmada sıkıntı yaşadı. Onlar devam etmek istemedi, ben de projeye inandığım için TRT’ye götürdüm. Onların duruşuyla bizim duruşumuz örtüştü. Proje bir gençlik dizisi, genç bir nüfusumuz var. Reyting de alıyoruz. Sonuçta bir cümlesi olan dizi. ‘Kenan İmirzalıoğlu’nu oynatsaydın tutardı.’ diyenler bile oldu. Kenan’ın ne yapacağını, yazan arkadaştan daha iyi bilirim.” diyor. Yapımcı, oğlu ile ilgili eleştirilere şöyle cevap veriyor: “Yusuf Ömer sıradan bir oyuncu değil. Aylarca süren deneme çekimleri sonunda karar verildi. Konservatuar okudu. ABD’de eğitim aldı. İyi at biniyor. Tabii ki eliştiri olacak, ama bir yere oturmalı.” Sınav, hiç kimseye kırgın olmadığını, hatta atv ile yeni bir dizi projesi üzerinde çalıştıklarını da söylüyor.

Reytingdeki oyunun altında başka şeyler var

Osman Sınav, reytinglerdeki şaibe tartışmasıyla ilgili ise şunları söylüyor: “Bizi eliştirenler, söz konusu reyting olunca susuyor. Neyin tetikçiliğini yapıyorlar? TRT’nin özellikle Anadolu’da ciddi bir izleyici kitlesi var. Çıkan sonuçlar da doğru değil. Bakıyorsunuz, sadece kadın entrikaları, dest-i izdivaç türü yapımlar izleniyor gibi bir sonuç çıkıyor. Burada toplumun kültürünü değiştirmeye yönelik bir yönlendirme olduğunu düşünüyorum. Bu toprağın insanını tanıyorsanız bunun böyle olmadığını bilirsiniz. Örneklemler sosyoekonomik bakımdan doğru olabilir, ancak sosyokültürel anlamda doğru değil. Bu seçimlerle AGB verileri istediğiniz gibi değişir. Ben bile yıllardır bu işin içindeyim, neyin tutup neyin tutmayacağını kestiremiyorum artık.”

‘Pars Narkoterör düzen kurbanı’

Osman Sınav, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın “Pars Narkoterör’ün reyting almamasının altında başka şeyler var.” sözü ile ilgili olarak, “Bunu İstanbul Emniyet Müdürü söylüyor. Bu işler bir düzen işidir. Sistemi tersten işlettiğin zaman kendiliğinden oluşur bazı şeyler. Mesela reyting için seçilen örneklemler buna bir örnek. Ben istihbarat yapmıyorum. Bunu bilecek kurumlar var. Onların işi.” diyor.

‘Azerbaycan’daki yasak araştırılsın’

“Azerbaycan Türk dizilerinin yayınına yasak getirdi. Bu çok önemli ve tehlikeli. Dil birliğinin önüne geçmek için yapılmış bir oyun. Altında kimin olduğu araştırılsın. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın olaya el koyması lazım.”



edit post

Haber kanalları canlı yayında... Polisler, etrafı sarı kurdele ile çevrilmiş alanda, ellerinde krokilerle bir şeyler arıyorlar. Fonda heyecanlı bir müzik. Muhabirler telaşla "son dakika gelişmelerini" merkeze bildiriyorlar. Sonra mühimmat bulunuyor. Lav silahları, el bombaları, makineli tüfekler... Gazetelere sarılmış, yağ kutularının içine konulup, gömülmüş. Elden ele dolaşan suikast listelerini gören, küçük dilini yutuyor. Listede Alevi derneklerinin, Ermeni cemaatleri ve vakıfların ileri gelenleri var. Ayrıca 6 bombalı araçla Ankara'daki alışveriş merkezlerini havaya uçurma planları da cabası... Bunlar, perşembe akşamından itibaren ekranlarımıza düşen "gerçek" görüntüler... Olan biteni görür görmez aklıma hemen bir kaç ay önce Kurtlar Vadisi: Pusu'da izlediklerim geldi. Krokilerden yola çıkılarak arazide bulunan mühimmat ve tutuklanan gizli örgütün lideri Büyük İskender'in açıklamaları: "Bizi içeride tutarlarsa ülke karışır. Yakında üniversitelerde çatışmalar çıkacak. Büyük suikastlar olacak. Her yerde bombalar patlayacak. O zaman ne yapacaksınız?.." Dizi dizi gerçekler... Gerçeğe bulanmış diziler... Gerçek nerede başlıyor, senaryo nerede bitiyor?.. Sanırsınız ki bütün ülke kocaman bir dizi platosu... Sade vatandaş olarak kendimi bu çirkin oyunun "figüranı" olarak hissediyor ve kahroluyorum... "Ay Işığı yerine, bir an önce bu dizi kalksa yayından" diyorum...



edit post

Ergenekon olayının tamamen iktidarın güdümünde yürütüldüğünün kanıtlarından biri de televizyonda izlenme rekoru kıran Kurtlar Vadisi adlı dizinin senaryosu. Şimdilik “maddi” nedenlerle yayınlanmayan ve artık atv’de devam edeceği belirtilen Kurtlar Vadisi’nin “ikinci bölüm” senaryosu ile bugün sürdürülen Ergenekon soruşturmasının ayrıntıları neredeyse bire bir tutuyor.

Bunun da ötesinde Kurtlar Vadisi’nin senaryosu her nasılsa operasyonların önünde. Yani yayınlandığı sürede Kurtlar Vadisi’nde ne oluyorsa bir hafta on gün içinde bunun gerçekleştiğini görüyorduk.

Ancak şimdi Kurtlar Vadisi yeni kanalında zora girecek herhalde. Çünkü olay giderek bu dizinin kahramanının da aleyhine dönme trendinde.

Şöyle anlatayım: Kurtlar Vadisi dizisinin ilk dönemi Susurluk olayını anlatıyordu. Dizide Susurluk olayının isimleri kahramanlaştırılmıştı.

Ana kahraman Polat Alemdar aslında Abdullah Çatlı idi. Dizinin ilerleyen bölümlerinde Polat Alemdar’ın aslında bir mafya lideri olmadığını, devlet adına çalıştığını, temel amacın Türkiye’nin kanını emen, iş adamı kılığındaki gerçek mafyanın kökünü kazımak olduğunu anladık!

Kısacası Susurluk adı verilen devlet içi çeteleşme bu dizide “ulvi bir vatan görevinin yerine getirilmesi” olarak anlatılmıştı. Anadolu kentlerinin vatansever gençleri, ağır abi olmaya özenen büyük kentlerin varoş gençleri, yaptıklarını gerçekten memleket aşkı olarak gören askerler, polisler ile “önemli olan adaleti sağlamak” diyen pek çok vatandaş bu diziyi büyük keyifle izledi.

Dizi galiba 100 bölümde mafyanın çökertilmesi, yargının da mafyavari örgütlenen ama devlet için savaşan kahramanları beraat ettirmesiyle sona erdi. O mahkeme sahnesi de evlere şenlikti. Yargıçlar her şeyin suç olduğunu söylüyordu ama kahramanlar beraat etti.

Diziyi yapanlar gördükleri ilgiden ve kazandıkları milyonlarca dolardan pek mutlu olduklarından devam kararı aldılar. Ama bu sırada iktidar çoktan değişmiş ve “yeni dönem” başlamıştı. Bu duruma senaryonun da buna uydurulması gerekiyordu.

Dizi yine Susurluk’un en önemli kahramanının bu kez “aslında henüz bitirilmemiş olan” derin çetelerle mücadelesi olarak başladı. Fena da gitmiyordu ki Ergenekon olayı patlatıldı. İşte o andan itibaren dizinin senaryosu da buna uygun hale getirilmeye başlandı.

Susurluk’un kahramanı yine devlet için çalışıyordu ama, aynı olayın diğer kahramanları “çıkarcı, hain, para gözlüsü, PKK ile iş birliği yapan, dinci örgütleri sevk ve idare eden” kişiler olarak gösterilmeye başlandı.

Bir önceki bölümde göklere çıkarılanlar bu kez yerin dibine batırılıyordu. Susurluk’a hiç bulaşılmıyordu. Ama şimdi durum biraz değişti. Ergenekon olayı Susurluk’a çevrilmeye başlandı. Şimdi bu durumda Kurtlar Vadisi’nin ne yapacağını merakla bekliyorum.

Dizinin ana kahramanı olan Abdullah Çatlı bu senaryoda acaba nereye oturtulacak?

Sonuç olarak söylemek istediğim şu: “Devlet adına, vatan millet uğruna yasaların ve hukukun dışına çıkılmasının iyisi kötüsü olmaz. Siyasi fayda umarak yasa ve hukuk dışına çıkmaktan medet umanların ve bunu kahramanlık gibi göstermeye çalışanların bir gün ayakları birbirine dolanır. Ergenekon’da geldiğimiz nokta budur.”

CAN ATAKLI



edit post
site stats

BlogRankers.comComputers blogsArt Blogs - BlogCatalog Blog DirectoryInternet Kurtlar vadisi pusu, kurtlar vadisi, kurtlar vadisi haberleri, kurtlar vadisi resimleri, kurtlar vadisi pusu videoları, kurtlar vadisi pusu oyuncuları, Kurtlar vadisi pusu izle, dizi izle, canlı dizi, canlı dizileri, canlı dizi yayını, dizi flim izle, dizi fragman izle, kurtlar vadisi müzikleri, dizi müzikleriblog search directoryBlog Directory & Search engineInternet BlogsDirectory of Television Blogs BlogsByCategory.comInternet Business Directory - BTS LocalBlog directoryFree Blog Directory

Copyright by Cyber 2008-2009