Kurtlar Vadisi Pusu

Kurtlar vadisi pusu, kurtlar vadisi, kurtlar vadisi haberleri, kurtlar vadisi resimleri, kurtlar vadisi pusu videoları, kurtlar vadisi pusu oyuncuları, Kurtlar vadisi pusu izle, dizi izle, canlı dizi, canlı dizileri, canlı dizi yayını, dizi flim izle, dizi fragman izle, kurtlar vadisi müzikleri, dizi müzikleri

kurtlar vadisi pusu bu sezon sonmu değilmi tam olarak netlik kazanmış değil. Şöyle basit bir hesap yaparsak sezonun bitmesine 7 bçlüm kladı acaba 7 bölüm sonra pusu sonamı erecek iskender hayatta kalacakmı peki kurtlar vadisi pusu da anlatılmak istenen 7 bölüme sıgdırılabilecek mi ? Bu konu ile ilgili mesut yarını yazısı:

Bu köşeyi okuyanlar bilir. Bir konuda ısrar ediyorsam, durum nettir. Yaprak Dökümü'nin sezon sonunda biteceği söyleniyordu; devam edecek dedim...

Avrupa Yakası için son çeyreğe girdi dediler; en az iki yılı olduğunu biliyorum. Kurtlar Vadisi için yolun sonu göründü dediler; yeni filmi vizyona hazırlanıyor, şimdiden söyleyeyim...

Bazen konuşacak konusu olmayanlar, milletin popüler gördüğü meseleler üzerinden rating toplamaya çalışıyorlar. İyi de komik oluyorlar...

Ekranda çok yakında (Haziran'dan önce) kalkacak da, patlayacak da yeni bir şey yok. Son kez not düşeyim istedim!



edit post

özeti eleştiriyodum özet hadi bir şekilde idare ederde bu fotografları çözmedim gitti her hafta bölüm fografları diye yayınlanıyor üç fotograf bu üç fotografta ikisi polat alemdarı resmi oluyor ve bu resimlerden bölüm hakkında hiç bir bilgi elde etmek mümkün olmuyor.Neden fragmanda yer alan sahnelerden kaliteli resimler yayınlanmaz pana film tarafından anlamış değilim.





edit post

kurtlar vadisi pusu 57. bölüm özeti yayınlandı fragmandan sonra özetin yayınlanmasını anlamış değilim fragmanda olmayan ne farki özette bu hafta ki özette sadece halo ile ilgili olan gelişme fragmanda yer almamıştı okadar.

kurtlar vadisi pusu 57. bölüm özeti
Geçtiğimiz haftanın finalinde nefesleri kesen restorandaki gergin restleşmenin galibi kim olacak?

Polat Alemdar’ın eline düşen İskender’in adamı Zeki, İhtiyarlar tarafından mı yetiştirildi? Zeki Polat’a neler anlatacak, hangi şok edici bilgileri verecek? Polat Alemdar’ın Zeki ile ilgili planı ne olacak?

İskender’in karanlık planları arasında devletin tepesindeki hangi sürpriz isimlere suikast planı var?

Son olayların ardından Polat’a kırgın olan Halo Dayı’yı bekleyen şok gelişme ne olacak?



edit post

kurtlar vadisi pusu 57. bölüm fragmanına göre cavit kurtulmuş ama zeki polatın elinde ve olna bireni polata anlatıyor.Ayrıca zeki ihtiyarların kendisini iskenderin yanına yerleştirdiğini dile getiriyor..



edit post

Bir dönem aşırı şiddet içerdiği için eleştirilen Kurtlar Vadisi artık pembe diziye dönüştüğü için eleştiriliyor. Dizi fanatikleri 'Kurtlar Vadisi Aşk Vadisi' oldu diyerek eleştiri metnini imzaya açtılar.

Ekranların en maço dizisi Kurtlar Vadisi’ne aşk girince izleyiciler imza kampanyası başaltı. Kadın izleyicileri ekrana çekmeye çalışan Kurtlar Vadisi Pusu’nun pembe dizi havasına girmesi dizinin fanatiklerini adeta isyan ettirdi.

Kurtlar Vadisi Pusu’nun senaristlerine seslenen dizinin fanatikleri web sitelerinde yayınladıkları açık mektubu imzaya açtılar. Dizide heyecanın bittiğini ve konunun hep aynı yerde dönüp dolaştığı yönünde eleştirilerini dile getiren izleyicilerin en büyük şikayeti ise ‘aşk’ unsurunun çok fazla işlenmesi oldu.

Açık mektupta şu eleştiriler dile getirildi, “ Kurtlar Vadisi oldu Aşk Vadisi, neden mi? Dizide aşk aldı başını gidiyor. Nerede o eski Elif'ten başka kimseyi görmeyen Polat Alemdar, nerede o kadınları sevmeyen Memati, nerde o devlet adamı Abdulhey... Şimdi hepsini bir aşk almış gidiyor…”

Eleştirilerin ardından senaristlere seslenen izleyiciler, “Bitirin şu aşk vadisini!!! Geri gelsin Kurtlar Vadisi!” diyerek dileklerini ilettiler.

Dizi daha önceleri aşırı şiddet içerdiği için sık sık şikayet konusu oluyordu. Şiddet içeren sahnelerin azalması ve aşk konularının yoğunlaşması sonrası dizi fanatikleri senaristlere şu şekilde seslendi:

İşte imzaya açılan metin:
KURTLAR VADİSİ PARDON AŞK VADİSİNİN DEĞERLİ SENARİSTLERİ
Kurtlar Vadisi'nde yani bundan bir 15-20 bölüm önce rayında gidiyordu, fakat şimdi bakıyoruz sadece 2 konu işleniyor. Daha doğrusu dönüp dolaşıp aynı şeyler oluyor.

BUNLAR NELER?
1- Toplam 20 bölümdür İskender'in peşinde dönüyor dizi. Polat Alemdar - İskender mücadelesi bir türlü sona ermiyor.
2- Kurtlar Vadisi oldu Aşk Vadisi, neden mi? Dizide aşk aldı başını gidiyor. Nerede o eski Elif'ten başka kimseyi görmeyen Polat Alemdar, nerde o kadınları sevmeyen Memati, nerde o devlet adamı Abdulhey...
Şimdi hepsini bir aşk almış gidiyor…
Bazıları yönetmenimizden şikayetçi fakat biz çağrımızı yapıyoruz.
SENARİSTLER BİTİRİN ŞU AŞK VADİSİNİ !!!
GERİ GELSİN KURTLAR VADİSİ...



edit post

kurtlar vadisi Yüksel Aytuğ'a artık haber izlettirmeyecek gibi, vadiyi izleyerek açılımlar yapan Aytug vadinin ülkemizde yaşanması muhtemel olayları önceden işlediğini öne süren bir yazısı:

Kurtlar Vadisi Pusu'nun son bölümünde bir 'kehanette' daha bulunuldu. Malum, dizi senaristlerinin sihirli bir küresi var. Olacakları önceden görüp, dizinin öyküsüne dahil ediyorlar. Bu hafta yakalanan PKK itirafçısı Parmaksız'ın verdiği ifade, derin devletin ileri gelenlerinin talimatıyla İskender Büyük tarafından değiştirildi. İfadeye bazı köşe yazarları ve gazetecilerin isimleri eklendi. Böylelikle bazı gazetecilerin PKK ile ilişkisi belgelenmiş (!) olacak ve halk tarafından adeta 'linç edilmeleri' sağlanarak, pasif hale getirileceklerdi. Gazetenin genel yayın müdürü Yıldız, bu listeyi patronuna götürdü. Zaten o yazarları gazeteden uzaklaştırmak için bahane arayan patron da 'gereğinin yapılmasını' emrederek, gazetecilerin iplerini çekti... Bilindiği gibi DTP'ye yönelik başlatılan operasyonlarda pek çok kişi gözaltına alındı. Bunların içinde örgütün idareci kadrosunda görev yapanların bulunduğu da iddia ediliyor. Bir de bakmışsınız, itirafçıların ifadelerinden biri, medya dünyasını karıştırmış... Bakalım Kurtlar Vadisi Haber Bülteni'nde sunulan bu son haber de diğerleri gibi gerçek olacak mı? Bu arada Ebru'nun bekar kız arkadaşları ile Polat'ın bekarlardan kurulu takımı evdeki partide buluşup, kaynaştı. Güllü Erhan dışında kalan delikanlı arkadaşlar (Memati ve Abdülhey) pek ketumdu. Ama Ebru'nun kız arkadaşları koca bulma konusunda maşallah pek iştahlı çıktılar. Bence Vadi ekibinin bugüne kadar en fazla zorlandığı 'kuşatma' bu oldu... Bir de bizim Vadi'de 'buharlaşanlardan' hâlâ bir haber yok. Mesela Polat'ın kız kardeşi Safiye Karahanlı'ya ne oldu? Yurtdışında olsa bile, insan hiç olmazsa evlendiğini kız kardeşine haber vermez mi canım?



edit post


kurtlar vadisi ile ergenekon iç içe girdi işte ergenekon ve kurtlar vadisi paralelliğini konu alan bir değerlendirme yazısı:
Aylardır Ergenekon’un 1 numarasının kim olduğu tartışılıyor; her kafadan bir ses çıkıyor. Bu hafta Kurtlar Vadisi’nde, Polat Alemdar ve adamlarının telefonları, evleri dinlemeye alındı, bürolarında arama başlatıldı, nereye gitseler devletin güvenlik elemanları peşlerinde... Öyle bir duruma geldiler ki, silahlarını naylon torbalara doldurup, çöp bidonlarına atmaya başladılar. Türkiye’nin yakın tarihini, bugününü ve yarınını anlatan dizide, Polat’ın durumu, akla Ergenekon’u getirdi, Polat’ın kimliğinde de Ergenekon’un 1 numarasını... Dizide başka ipuçları da vardı, mahkûmlardan alınan ve üzerinde oynanan ifadeler, bazı gazetelere dağıtılan belgeler... Aklıma sezon finali geldi, belki de, yaz tatiline girerken, Polat sorguya alınacak, sonrasında da hapse düşecek... Dizi gittikçe ilginç hale geliyor, nereden ne çıkacağı, neyin ne zaman olacağı belli değil. Bir de İskender’in eli sopalı kızı var, ilginç bir tip, o da senaryoya katkıda bulunabilir. (Bir not: Bu hafta Polat, arkadaşlarını evde topladı, eğlence gibi, amacı arada dışarıya çıkmak, gözlerden ırak bazı işler çevirmekti, ama annesi ilk defa kaynanalığını gösterdi(!) gelinine “Ben hastayken eve misafir çağrılır mı?” diye...)



edit post

Kurtlar Vadisi Pusu'nun son bölümünde bir 'kehanette' daha bulunuldu. Malum, dizi senaristlerinin sihirli bir küresi var. Olacakları önceden görüp, dizinin öyküsüne dahil ediyorlar. Bu hafta yakalanan PKK itirafçısı Parmaksız'ın verdiği ifade, derin devletin ileri gelenlerinin talimatıyla İskender Büyük tarafından değiştirildi. İfadeye bazı köşe yazarları ve gazetecilerin isimleri eklendi. Böylelikle bazı gazetecilerin PKK ile ilişkisi belgelenmiş (!) olacak ve halk tarafından adeta 'linç edilmeleri' sağlanarak, pasif hale getirileceklerdi. Gazetenin genel yayın müdürü Yıldız, bu listeyi patronuna götürdü. Zaten o yazarları gazeteden uzaklaştırmak için bahane arayan patron da 'gereğinin yapılmasını' emrederek, gazetecilerin iplerini çekti... Bilindiği gibi DTP'ye yönelik başlatılan operasyonlarda pek çok kişi gözaltına alındı. Bunların içinde örgütün idareci kadrosunda görev yapanların bulunduğu da iddia ediliyor. Bir de bakmışsınız, itirafçıların ifadelerinden biri, medya dünyasını karıştırmış... Bakalım Kurtlar Vadisi Haber Bülteni'nde sunulan bu son haber de diğerleri gibi gerçek olacak mı? Bu arada Ebru'nun bekar kız arkadaşları ile Polat'ın bekarlardan kurulu takımı evdeki partide buluşup, kaynaştı. Güllü Erhan dışında kalan delikanlı arkadaşlar (Memati ve Abdülhey) pek ketumdu. Ama Ebru'nun kız arkadaşları koca bulma konusunda maşallah pek iştahlı çıktılar. Bence Vadi ekibinin bugüne kadar en fazla zorlandığı 'kuşatma' bu oldu... Bir de bizim Vadi'de 'buharlaşanlardan' hâlâ bir haber yok. Mesela Polat'ın kız kardeşi Safiye Karahanlı'ya ne oldu? Yurtdışında olsa bile, insan hiç olmazsa evlendiğini kız kardeşine haber vermez mi canım?



edit post

kurtlar vadisi pusu 56. bölüm her acıdan eleştrilebir ama birazda iyi yönlerini ortaya çıkaralım.
son bölümde dikkat çeken bazısahneler vardı. Bir sıralama veya seçim yaparsak dikkat çeken sahneler:polat'ın Ercüment'le tavla oynadığı sahne, İnci ve Yıldız'ın barda Funda'yla tanıştıkları sahne, Nazır, Memati ve Bulut'un Azerbaycan hakkında konuştukları sahne,
polat ve Halo'nun, Cavit'i ziyaret ettikleri sahne, Polat ve Memati'nin restaurant baskını sahnesi..
İçleride benim en çok beyendiğim sahne polatın caviti tehtit ettiği sahneydi.



edit post

Kurtlar vadisi pusu hakkında hep kötü yorumları haber olarak görüyoruz bu seferki eleştiri olumlu yönde hemde bir komedyenden:

Beykent Üniversitesi öğrencilerinin belirlediği 8’inci İletişim Ödülleri, önceki gün Ayazağa Kampusü’nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu.‘En İyi Stand-up’ kategorisinde ödül alan Avrupa Yakası’nın Volkan’ı, ünlü komedyen Ata Demirer, tören sonrasında, yaz aylarında yeni bir komedi filmiyle hayranlarının karşısına çıkacağını açıkladı. Demirer, “Bir komedi filmi yazdım. Bitirmeye çalışıyorum, yaza yetiştireceğim. Filmin ismi ‘Eyvah Eyvah’ olacak” dedi.

Bundan sonra komedi filmlerinde rol almak istediğini anlatan Demirer, “Osmanlı Cumhuriyeti’nde oynadığımiçin pişman değilim. Ama tamanlamıyla bir komedi filmi olmadı. Bu yaşlarda bol bol komedi filmi yapması lazım komedyenlerin. Şimdi bir drama teklifi gelse, kolay kolay kabul edeceğimi zannetmiyorum. Zaman ilerliyor, yaşlanıyoruz.

Başladığımda 28’dim, şu an 32 yaşındayım. Daha elle tutulur çok komik bir film silsilesi yakalayamadım” diye konuştu. Şubat ayında kaybettiğimiz usta sanatçı Gazanfer Özcan’ı çok özlediğini de belirten ünlükomedyen, “Gazanfer Abi’yi unutamadım. Setin içinde sürekli varlığını hissediyorum” dedi. Demirer, Kurtlar Vadisi’nin birçok ödül alması hakkında ise, “Bence bizim halkımız Kurtlar Vadisi’nden etkilenmiyor, onunla eğleniyor” yorumunda bulundu.



edit post

kurtlar vadisi pusu 56. bölümü ile diziye iskenderin kızı ebru karekteri ile dahil olan bayan oyuncu adı İpek Karapınar. Oyuncunu biyografisi hakkında fazla bir bilgi yok 1984 istanbul doğumlu olan İpek Karapınar köprü, hatırla sevgili gibi dizilerde rol almış oyunculuk dışında keman, piyano, vokal ile ilgileniyormuş



edit post

Bu perşembe günüde reyting yarışı hızlıydı. AB grubunda aşkı-ı memnu birinciliğini geçen hafta olduğu gibi yine sürdürdü ama total grubunda ise kurtalar vadisi pusununbelirgin bir üstünlügü vardı.

HEDEF KITLE : AB

NO PROGRAM ADI KANAL RATING (%) SHARE (%)
1 ASK-I MEMNU KAND 15,56% 39,64%
2 KURTLAR VADISI PUSU SHOW 12,13% 32,31%
3 ASK-I MEMNU (OZET) KAND 8,09% 24,77%
4 UGUR DUNDAR''LA STAR HABER STAR 6,64% 23,85%
5 GUNUN OLAYI STAR 5,09% 20,48%
6 YEMEKTEYIZ SHOW 4,91% 22,57%
7 M.ALI BIRAND''LA KANAL D ANA HABER KAND 4,77% 18,48%
8 PARMAKLIKLAR ARDINDA ATV 4,66% 13,10%
9 KURTLAR VADISI PUSU (OZET) SHOW 4,32% 11,99%
10 ALI KIRCA ILE ANA HABER SHOW 3,73% 14,36

HEDEF KITLE : TOTAL
NO PROGRAM ADI KANAL RATING (%) SHARE (%)
1 KURTLAR VADISI PUSU SHOW 15,93% 37,92%
2 ASK-I MEMNU KAND 12,99% 29,09%
3 TEK TURKIYE STV 9,14% 21,92%
4 PARMAKLIKLAR ARDINDA ATV 6,54% 16,64%
5 ASK-I MEMNU (OZET) KAND 6,38% 16,67%
6 UGUR DUNDAR''LA STAR HABER STAR 6,07% 17,98%
7 KURTLAR VADISI PUSU (OZET) SHOW 5,58% 13,52%
8 GUNUN OLAYI STAR 4,67% 15,84%
9 M.ALI BIRAND''LA KANAL D ANA HABER KAND 4,13% 13,32%
10 ALI KIRCA ILE ANA HABER SHOW 3,92% 12,55%



edit post

Hep diyoruz kurtlar vadisi ya gündemi belirler yada gündemle eş zamanlı olarak Türkiye deki gelişmeleri değerlendirir.Son günlerdeki Azerbaycan ile olan ilişkilerimizde dizide yerini aldı.Diziye dahil olan Nazır karekteri ilginç yorumlar dilegetirdi.

İşte o sözler;
Nazır: Bu paranın bir hissesini de Hocalı'da yitirdiğimiz gardaşlarımızın kalanları için ayırmışam.

- Benim payımdan ne münasebetle Hocalara pay ayırıyorsun.

Nazır:Sen Hocalı hakkında heç bişey bilmirsen!

Memati: Adamım bu ayı, armuttan başka birşey bilmez. Son boşver!

Nazır:Zaten Azerbaycan'ın tamamı size küsmüş.

-Niye? Biz ne yaptık?

Nazır: Bizim özümüz, özümüze bunu eylerse, başkaları neler eylemez? Ayıptır! Türk Türk'ü destekmesse



edit post

YouTube:



DivX Player:




İndirin:

Rapidshare: Part 1, Part 2, Part 3, Part 4, Part 5, Part 6, Part 7, Part 8
Filefactory:Part 1, Part 2, Part 3, Part 4, Part 5, Part 6, Part 7, Part 8
Netload: Part 1, Part 2, Part 3, Part 4, Part 5, Part 6, Part 7, Part 8
Kota Versiyon: Part 1, Part 2, Part 3, Part 4
Tek Linkler: Rapidshare, Depositfiles, Filebase, 2shared



edit post

Tercüman yazarı Tuna Serim Muro filminin beğenmedi. Sadece filmi beğenmemekla kalmdı Serim bir de Muro'nun Vadi'ye zarar verdiğini söyledi..

Pazartesi geceleri Show TV sinema filmleri yayınlamaya başladı. Son dönemin adından en çok söz ettiren filmlerini birbir yayınlıyor kanal... Bunlardan ilki de Muro oldu. Tercüman yazarı Tuna Serim Muro'yu beğenmediğini PKK'lı birinin devrimci olarak gösterilemsinin yanlış olduğunu söylüyor. En önemlisi ise Serim, Muro'nun Vadi'ye de zarar verdiğini düşünüyor...

- (...) Komik olmasına komikti, ama beni güldüremedi, çünkü devrimcileri alay konusu yaparak filmi götürüyordu. Türkiye’de devrimciler bir dönem ülkeyi değiştirmek için çok mücadele verdiler, ama şimdi geriye kalanlarda büyük acılar var, bunu hem kendileri, hem de çevreleri yaşıyor. Filmde, PKK’lı Muro’yu “devrimci” olarak göstermek komik olmamış, çünkü PKK’nın amacının ne olduğu belli. Örgüt, devrim yapmayı değil, ülkeyi bölmek-devirmek istiyor. Sözde devrimci Muro’nun(!) sokak kadınlarını da emekçi diye tanımlaması, ayrı bir konu, tartışılır, ama asıl önemlisi Muro, Kurtlar Vadisi’ne zarar veriyor, o bir itirafçı, (kendi kabul etmese de) bir dönem PKK için çalışıyordu, şimdi eski arkadaşlarını tuzağa düşürüyor, yani işbirlikçi, bunu yaparken de devrimci nutuklar atıyor... Türkiye, itirafçıların yurt dışından yaptıkları açıklamalarla altüst durumda, bu da itirafçıların aslında kimsenin dostu olmadıklarını gösteriyor, kendilerinin bile... Muro, Kemal Sunal tiplemesine rakip gösteriliyor, ama Sunal bizdendi, sıradan insanı simgeliyordu, açıkgöz olsa da ihanet etmezdi. Muro terörist, elinde silah var, can alıyor, can yakıyor, üstelik dönek, yakında yeni dostlarına, Vadi’nin kahramanlarına da ihanet edebilir, insan bir kere döndü mü, hesabını şaşırır da ondan...



edit post

GEÇTİĞİMİZ hafta Ahmet Çakar bir yorumunda bazı futbolcuların kabadayı ağzı konuştuklarını söyleyerek 'Kurtlar Vadisi şablonu Türk futbolunun içine girmiştir' demişti. Bu konuşmayı çok önemsemeyip, bir kişinin bu tarz bir konuşma yapmasının genele indirgenemeyeceğini düşünmüştüm.

Ama bugün baktığımda Çakar'ın ne kadar haklı olduğunu anlamış durumdayım.

G.Saray- F.Bahçe maçından sonra rakip futbolcuları kastederek; 'Dışarıda istedikleri zaman görüşürüz. Benim kimseden korkum yok" diyen Arda dün de bir güvenlikçiyle itişti. Arda'nın buradaki yürüyüşüne bakmanız, konunun ne denli şirazeden çıktığını anlamanıza yeterli.

Bu sadece Arda'nın konusu değil elbet.

İkinci örnek Sivasspor Teknik Direktörü Bülent Uygun.

Uygun'dan ünlü kabadayı 'Yandım Ali' replikleri almanız her an mümkün. Hatırlarsınız, Uygun bir maç sonrasında kulübeyi darmadağın etmiş, sonra özür dilemişti.

"Sivas'ta Laila yok, Lailahe İllallah var!" sözleri de onun söylemi...

Aynı sokak ağzı konuşma ve tavrı ile Konyaspor-Sivasspor maçı sonrası konuştu Uygun, 'Bir Türk her şeye bedeldir, öptüm sizi' diyerek sinirli şekilde basın toplantısını terk etti..

'Bir Türk her şeye bedeldir' konuşmaları zaman zaman siyasi tartışmalarda kullanılır da, bir spor karşılaşmasının ardından ortaya atılmasını bir türlü anlamlandıramadım..

Bülent 'Bir Türk' derken kendinden mi bahsediyor, hafta sonu karşılaştıkları Konyaspor'u bir İtalyan takımı mı zannediyor, her şeye bedelse niye Konyaspor'u yenemedi gibi bir yığın saçma sapan sorular aklımdan geldi geçti. Tıpkı maçtan sonra Bülent'in gereksiz kelimeleri gibi.

'Kurtlar Vadisi' repliklerinin bu denli havada uçuşmasını; daha önce kurşunlara hedef olarak ölümden dönen Ahmet Çakar'a sordum: Bu işe gülüp geçmek mi, yoksa ciddiye almak mı lazım?

Aldığım cevap konunun ciddiyetini ortaya koymaya yetiyor:

"Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Maalesef futboldaki ünlüler kendilerini dokunulmaz sanıyor ve belli gruplarla hareket ettikleri için kendilerini daha güçlü zannediyorlar. Aylar önce de futbolda 'Kurtlar Vadisi' gelişiyor derken de zaten ben bu eğilimleri görmüştüm. Bunlar da asla önlenemez."

Galatasaray-Fenerbahçe karşılaşmasının ardından 1 hafta boyunca verilecek cezalara kilitlendik. Futbol Federasyonu bu tarz hareket ve söylemlerle ilgili ne yapmayı düşündüğünü de merak etmeden duramıyorum.

Zira kabadayı kültürü, spora gönül veren milyonlarca insanın keyfini ciddi manada kaçırabilir.

EKRAN GEYİKLERİ

KLİMA KRİZİ
Telegol'de bu hafta klima krizi vardı. Ziya Şengül spot ışıkların altında kıpkırmızı olmuş İstanbul Büyükşehir Belediyespor-G.Saray karşılaşmasının pozisyon yorumu sırasında araya giriyor:

Ziya Şengül: Klima çalıştırma şansı var mı?

Serhat Ulueren: Klima çalışıyor.

Ziya: Şengül Nasıl çalışıyor ya!

Serhat Ulueren bu konuşmadan sonra oralı olmadı ama, yüzündeki teri görünce ben de Şengül'e hak vermedim değil doğrusu!

TEŞVİK!

Telegol'de bu hafta bir de ilgi çeken 'teşvik' konuşmaları oldu.
Sinan Engin 'Ben bu işin uzmanıyım' diyerek girdi lafa: "Artık hiç kimse teşvik-meşvik veremez.. Bu sene ne teşvik olur ne başka bir şey."

Engin cümlesini şöyle tamamladı: "Korkarlar. Arayacaklar, teşvik gönderecekler falan! Şu dönemde çok zor"

Anlayacağınız Sinan Engin'in ifadelerine göre Ergenekon soruşturması teşvikçileri de bir hayli korkutmuş görünüyor.

Anlamadığım tarafsa Sinan Engin'in bu konuda nasıl uzmanlaştığı ve stüdyodaki onca insanın bu konu hakkında Engin'e neden sorular sormadığı!



edit post

Kim ne derse desin, TRT'nin yeniden uzaktan kumandalara yerleşmek için verdiği çabayı takdirle karşılıyorum. Ekrana pek çok yeni dizi ve program sürüyorlar. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nu Formula 1'i canlı yayınlıyorlar. Diğer kanallar sırtlarını birkaç yarışma ve diziye bağlamışken, TRT program üstüne program yapıp, kanal üstüne kanal açarak etki alanını genişletiyor. Kurumun yanlış kararlar verdiği, hatalı alanlara yatırım yaptığı da oluyor ama TRT'de eskiye oranla çok daha fazla 'iyi şey' oluyor. TRT'nin yeni dizilerinden Aynadaki Düşman'ı beğendim. Öncelikle çekim tekniği açısından Batı televizyonlarında rastladığımız pek çok kaliteli dizi ile boy ölçüşecek cinstendi. Ayrıca Şafak Sezer ile Haluk Piyes'in oyunculuklarını da sevdim. İkisi de rollerine 'cuk' oturmuş. Bugüne kadar hep 'güldürmesine' alıştığımız Şafak Sezer bu handikapı kolayca aşıp, bizi 'acımasız bir terörist' olduğuna inandırıyor. Haluk Piyes ise atletik görüntüsü ve Batı orijinli oyunculuk eğitimi ile aksiyon dizileri için biçilmiş kaftan. Bazıları devlet kanalını, reyting alabilmek adına Kurtlar Vadisi'ne rakip çıkartmak zorunda kaldığı için eleştirebilir. Ama televizyonlar 'seyredilmek' zorunda. Bunu akıldan çıkartmamak lâzım. Özel ya da devlet kanalı olsun, her yayıncı kuruluşun zaman zaman böyle 'reyting lokomotiflerine' ihtiyacı olur. Kim bilir belki insanlar yeniden TRT izleme alışkanlığı edinirse, gözlerine TRT 2'deki onca kaliteli kültür-sanat programı ve belgesel de takılır. Dizide gördüğüm tek teknik hata ise minibüsün dağ başında havaya uçurulduğu sahnenin, polis merkezindeki kayıtlarda 'aynen' yer almasıydı. Peki polis bu görüntüleri nereden buldu? Dizinin yönetmeninden mi rica etti? TRT'nin son dönemdeki bir başka 'farklı' dizisi ise Yapma Diyorum adlı yapım. Abdullah Oğuz ile Mahinur Ergun el ele verip, ortaya 'post modern ağa dizisi' çıkartmışlar. Böylesine riskli bir projeyi hayata geçirmek de, TRT'ye kabul ettirebilmek de büyük cesaret işi. Alışılageldik ağa dizileriyle inceden inceye dalgasını geçen, teknoloji ve bilgi çağında değişip, gelişen yeni köy hayatını esprili ve çarpıcı bir anlatımla gözler önüne seren 'Yapma Diyorum'da insanı çekip, içine alan, kumanda aletini unutturan bir büyü var. Bu diziyi ekranda farklı bir şeyler arayanlara hararetle tavsiye ediyorum



edit post

Kurtlar Vadisi Pusu 56.bölümüyle 23 Nisan Perşembe günü Show Tv ekranlarına geliyor.Her hafta verdiğimiz gibi bu haftada Kurtlar Vadisi Pusu'nun 56.bölümü için yapılmış afişleri veriyoruz;

1- emreokutan

2- east

3- east

4- east

5 - caner

Kurtlar Vadisi Pusu 56.bölüm afişi yapan tüm arkadaşlarımıza teşekkürlerimizi sunarız...



edit post



edit post

O, yılların tiyatro ve sinema sanatçısı. Aynı zamanda ülkenin ilk mankenlerinden biri... “Sev Kardeşim” ve “Melekler Adası” gibi yayınlandığı dönemde ilgiyle izlenen dizilerde de rol aldı, ancak şöhreti “Kurtlar Vadisi Pusu”daki rolüyle yakaladı. ışte Vadi’nin Sadi Paşa’sı Tanju şarman...

***Sizi “Kurtlar Vadisi Pusu” dizisindeki rolünüzle tanıdık ama oyunculuk geçmişiniz yıllar öncesine dayanıyor...

- 26 senelik tiyatro hayatım var. Rahmetli Artun Yeres’in 8-10 fotoromanında yer aldım. TRT’deki ilk siyah-beyaz dizide oynadım. 18 Türk filmim var. En son Türkan şoray ve Cihan Ünal’la “Seni Seviyorum” filminde rol aldım. Tiyatroya, dizilere devam ettim. Bu arada otel müdürlüğü yaptım. Ayrıca Türkiye’nin en eski mankeniyim. Ama en çok tanındığım iş, “Kurtlar Vadisi Pusu” oldu. Tanju şarman kalktı, yerine ‘Sadi Paşa’ geldi. Askere çok büyük bir saygı ve sevgi var toplumda. Paşa rolü ile bunu gördüm.

***Siz “Mankenden oyuncu olur mu, olmaz mı” tartışmalarına yıllar önce nokta koymuşsunuz o zaman...

- Öyle oldu. Tabi mankenlik yaparken bir yandan da tiyatroya devam ediyordum. Gündüzleri defile, akşamları oyunlarım vardı. Askerliğim sırasında bile Birinci Ordu’dan izin alıp Dormen Tiyatrosu’nda oynadım.

***Hep ek işler yapmışsınız. Peki bu sizde kırgınlık yaratmadı mı?

- Hiç öyle bir kırgınlık yaratmadı. Allah’a şükür paramı da kazandım, vergimi de ödedim. Hepsi arka arkaya gitti.

***Tiyatro oyunculuğunun sizi en çok tatmin eden yanı neydi? Malum, pek maddi geliri olan bir meslek değil...

- Ben tiyatroyu çok seviyorum, aşığım yani. Bugün bana deseler ki “Hadi gel turneye gidelim”, gönül rahatlığıyla giderim. Yeni tiyatrocularda pek bir şey göremiyorum ama. Muhakkak bir et görünmesi lazım ya da öpüşme sahnesi. Ya argo olacaksınız ya da kadın kadına öpüşme sahnesi gibi sahneler olacak. Yapamıyorlar, seyirci çekemiyorlar.

"EMEĞİMİN KARŞILIĞINI SADİ PAŞA İLE ALDIM."

***İnternette sinema geçmişiniz var ama mankenlik yaptığınıza dair bir bilgiye rastlamadım. Otobiyografik bir çalışma yapmayı düşünmüyor musunuz?

- Yok, öyle bir şey düşünmüyorum şu anda. Ben verdiğim emeğin karşılığını bu Sadi Paşa rolüyle aldım. Daha önce “Sev Kardeşim” ve “Melekler Adası” dizilerinde de oynadım ama hiçbir işimde bu dizideki kadar tanınmadım. Eğitimlisinden eğitimsizine kadar herkesten tebrik aldım.

***Ailenizde asker var mı?

- Babam deniz subayıydı, vefat etti. Askerlerin arasında büyüdüğüm için role bir aşinalığım vardı. Gerek oyuncu arkadaşlarım, gerekse tiyatrodan hocalarım beni arayıp tebrik etti, çok iyi oynadığımı söylediler. Tüm bunların yanında, Birinci Ordu’dan gelen teşekkür de beni çok mutlu etti.

***Türk sinemasında son dönemde ses getiren birçok başarılı işe imza atıldı. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz günümüz sinemasını?

- Evet, iyi işler yapılıyor. Mesela Mahsun Kırmızıgül’ün böylesine büyük bir başarı yakalayabileceğini hiç tahmin etmezdim. Filmlerini seyretmedim ama bir değer var ki, herkes izliyor.



edit post

Sanırım televizyonda bu olay ilk defa oluyor. Bilirsiniz, TV’de oynayan filmlerin son sahnesi ekrana gelir ve nefes almadan reklama girilir. Filme emek vermiş isimlerin yer aldığı jenerik, hiçbir zaman çok izlenen kanallarda verilmez. Film biter, zart reklamlar girer.
Ama benim bildiğim bir ilk Show TV’de “Muro: Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine” filminden sonra gerçekleşti. Film bitti, jenerik sonuna kadar aktı. Doğru olan bu. Ama şimdi aynı kanalda örneğin, bir yabancı filme aynı muamele yapılıyor mu? Bugüne kadar görmedim. Şimdi takip edeceğim. Hatta, haftaya yayınlanacak Türk filmini de izleyeceğim, bakalım, aynı şekilde olacak mı? Diyeceğim o ki, televizyonda bir ilk yaşandı. Devamını dilerim!



edit post

Özel Burç Anadolu İletişim Meslek Lisesi’nin düzenlediği 6. İletişim Ödülleri’nde "Yılın Yerli Dizi Filmi" ödülünü Kurtlar Vadisi Pusu aldı. 20 ilde 5200 kişiyi kapsayan bir kamuoyu yoklaması ile seçilen yılın en iyilerinin ödüllendirildiği törende "Yılın Yerli Dizi Filmi" ödülünü “Kurtlar Vadisi Pusu” alırken “Yılın En İyi Erkek Oyuncusu” olarak Kurtlar Vadisi Pusu’nun Polat Alemdar’ı Necati Şaşmaz seçildi.

Beykent Üniversitesi’nin düzenlemiş olduğu 8. İletişim Ödülleri’nde de “En İyi Dizi Film” ödülünü Kurtlar Vadisi Pusu dizisi aldı. Yaklaşık 10.000 öğrencinin oy vererek belirlediği Yılın En’lerinde “En İyi Erkek Oyuncu” olarak Necati Şaşmaz seçildi.



edit post

Tüm mekanları basılan, silahlarına el konulan Polat Alemdar ve ekibi ne yapacak? Her biri İskender’in adamları tarafından izlenmekteyken Polat ve adamları nasıl hareket edecek?
İskender’in ablukası altındaki Polat Alemdar’ın planı ne olacak? İskender Büyük, Parmaksız’ın ifadesine hangi isimleri ekleyecek? Parmaksız bu ifadeyi imzalayacak mı?




edit post

PKK'nın şehir yapılanmasına yönelik operasyon iki bölüm öncesinde dizide anlatıldı. Dizi senaristlerinin adı kahine çıkacak gibi. Güncel olayları ve olması muhtemel gelişmeleri, dizide çok önceden ustalıkla işliyorlar.

Sabah'ın televizyon eleştirmeni Yüksel Aytuğ, senaryonun aylar öncesinden yazıldığına dikkat çekiyor. İşte herkesi şaşırtan o kehaneti Aytuğ bugünkü köşesinde yazıyor:

(...)'Kurtlar Vadisi'nin 'dizi ambalajına sarılmış bir haber bülteni' olduğunu yazıp duruyorum. Vadi'nin diğer ana haber bültenlerinden tek farkı, bugünün değil 'yarının' haberlerini sunuyor olması... Senaristlerin 'kehaneti' bu hafta da isabet kaydetti.

PKK'ya yönelik büyük şehirlerde başlatılan operasyonun start aldığı hafta, 'Kurtlar Vadisi: Pusu'da derin devlet -PKK ilişkisi resmedildi. Geçen hafta 'Kurtlar Vadisi' hakkında kaleme aldığım yorumda dizinin 'iri laflar' ettiğini söylemiştim.

Önceki gün bültenlere düşen haberde ise yakalanan PKK'lı Sabri Ok'un derin devlet tarafından örgütün liderliğine hazırlandığı iddia ediliyordu. Yani karanlık güçler, örgütü yok etmek yerine, onu ele geçirip, güç olarak kullanmak niyetindeydiler.

Yani tıpkı, 'Kurtlar Vadisi: Pusu'da İskender Büyük'ün yaptığı gibi... 'Kurtlar Vadisi'nin söz konusu bölümünün senaryosu aylar önce yazılmış, çekimi ise operasyonun başlamasından en az iki hafta önce gerçekleştirilmişti. İşte ağzımın bir karış açık kalmasının sebebi de buydu!..



edit post

Takip ettiğimiz diziler, haber kanalları yaşadığımız topluma, çevremize olan güvensizliğimizi, kuşkularımızı çoğaltmıyor mu?

Yapımcıların hepimizden çok bu toplumu çözdüğünü düşünenlerdenim.

Reytingi yüksek dizilere bakın:

Annem, Sıla, Aşk Yakar, Yaprak Dökümü.

Bu dizileri izleyip de ağlamayan var mı?

Devamlı bir mutsuzluk. Sürekli ağlayan, acı çeken, çıkış yolu bulamayan karakterler. Aldatanlar, aldatılmaktan korkanlar.

Halid Ziya Uşaklıgil'in ölümsüz eseri Aşk-ı Memnu özü aynı kalmakla birlikte günümüze uyarlanmış şekliyle reyting rekorları kırıyor. Birkaç hafta önceydi galiba, çevremdeki hemen herkes Bihter'ın Behlül'ü öpmesini konuşuyordu. Öptü mü? Nasıl öptü? Nerede öptü? Ne zaman yatacaklar?

Ne olacağını biliyoruz. Koca aldatılacak, her şey ortaya çıkacak, intihar edilecek, baba ve kızı tekrar ve bu kez yalnız bir yaşam kuracak. Bu ağırlıkta devam ederse, korkarım 20 yıl sürer bu dizi.

Binbir Gece desen, parayla satın alınmış bir gecenin yıktığı ilişkiler bir türlü bitmiyor.

Aşk Yakar'ı izleyenler Rahşan Ecevit'in ön ayak olduğu affa asla karşı çıkamazlar. Kadın, kendisiyle evlenmekten vazgeçen sevgilisini göğsünden vuruyor, hapishaneye düşüyor, bebeğini doğuruyor... İzleyici iki gözü iki çeşme “Zavallı kız. Artık hapisten kurtulsa” diye bağırıyor. Ve kız yıl bitmeden cezaevinden kurtuluyor. Seyirci mutlu, dizi reytingleriyle yoluna devam ediyor. Adelet duygularımız, suç algımız değişiyor...

Kurtlar Vadisi Pusu'yu takip edenler ise Ergenekon soruşturmasını çözebiliyor! Savcılığın iddianamesi, siyasi olaylar, çevre ülkelerde bizi etkileyen gelişmeler toplanıyor, bir potada eritilip dizi malzemesi yapılıyor. Bu dizinin fanatiklerine göre, Türkiye'de yaşanan her karmaşa, her soruşturma aslında Kurtlar Vadisi Pusu'da anlatılmaya çalışılan karanlık güç odaklarınca gerçekleştiriliyor.

Bu dizi, gerçekleri anlamaya yönelik algılama ve analiz etme kapasitemizi tembelleştiriyor. Toplumun komplo teorileri üretme yeteneği tavana vuruyor.

Haberler de hatırı sayılır izleyiciye ulaşıyor. Haberleri izleyip, karamsar olmayanınız var mı?

Allahtan tartışma programlarının reytingleri düşük. Saatlerce konuşan “uzman” kişiler kan al kanal dolaşıp, ülkeyi kurtaracak düşüncelerini paylaşıyor, şifreler çözüyorlar. Kimisi ise ağıza alınmayacak hakaretleri canlı yayında kusuyor.

“Yetti artık” diyenleri Çarkıfelek karşılıyor, 50 Şarışın güldürüyor.

Var mısın Yok musun ile zenginlik hayalleri kuruluyor.

Eş, iş arayanlara yönelik programlar da unutulmamalı.

Gazete takip edenlerin durumu ise bence çok daha tehlikeli. Gündem hep ağır konular. Siyaset ön planda.

Bu ülkenin başarı hikayelerine ihtiyacı yok mu? Çalışmış başarmış insanlar nerede? Bize umut, dayanma güçü ve düştüğümüz yerden kalkma cesareti verecek insanlara, hikayelere ihtiyacımız yok mu?

Belki de bu yüzden Beyazıt Öztürk'ün “Beyaz”ı 15 yıldır zirvede. Okan Bayülgen bu nedenle seviliyor. Gülerek soru sorulabileceğini gösteriyor her akşam Saba Tümer. Onları izlediğinizde gerçekten eğlenebiliyorsunuz. Hayata insan hikayelerine dokunabiliyorsunuz. Sizi neşelendiriyorlar ve bunu yaparken de duygularınızı söm ürmeyecek kadar içten davranıyorlar.



edit post

SKYTÜRK'te ekrana gelen 'Kamuran Tapul ile Kırmızı Halı' programına oyuncu Fadik Sevin Atasoy ile birlikte konuk olan tiyatro sanatçısı Zafer Algöz, dizi yapmanın magazin dergisi çıkartmak gibi bir şey olduğunu söyledi.

Algöz, "Eğer bir televizyon dizisi, normal tanıtım yapılmışsa o diziyi insanlar izledikten sonra kendi günlük yaşamında da diziyi paylaşıyorlarsa, birbirlerine anlatıyorlarsa, giderek o kar topu büyüyor büyüyor. Fısıltı gazetesiyle kendisine ait kalabalık bir izleyici kitlesi oluşturuyor" diye konuştu.

Bir dizinin en fazla 39 bölüm yayınlanması gerektiğini, daha uzun sürmesi durumunda insanları sıkabileceğini ifade eden Zafer Algöz, uzun bir süredir devam eden 'Kurtlar Vadisi'nin diğer dizilerden farkını ise şöyle anlattı:

"Kurtlar Vadisi'nin konsepti farklı. Orada 50 tane karakter var. İstediğin anda hikayeyi başka bir yere doğru taşıma şansınız var."



edit post

Kurtlar Vadisi Pusu'yu son haftalarda gerçekten sinirlenerek izliyorum. Öyle incecik dantel gibi işleniyor ki bazı durumlar insanın sinirlerini kaldırıyor. Birkaç haftadır kafamı karıştıran bir gidişat var. Daha birkaç ay önce devletin, ordunun paşasına suikast düzenleyip öldüren İskender Büyük, müsteşar yapıldı. Yani bizim devletimiz o kadar aciz ki, kendi ordusunun mensuplarını tek tek öldüren ya da ölümle tehdit eden bir adamı en yüksek mevkilerden birine koyuyor. Hatta onu Köşk'e kadar çıkartıyor. Bu da yetmiyor, İskender Büyük'ün makam odasındaki son karesinde İskender Büyük, dev bir Atatürk fotoğrafının önünde gösteriliyor. Alt metinler fazlasıyla rahatsız edici oluyor, tabii okuyabilene!



edit post

Kurtlar Vadisi Pusu dizisinin fenomen karakterlerinden olan ve “Nalet olsun içimdeki insan sevgisine” repliğini dilimize pelesenk eden Muro’nun maceraları sinemalardan sonra ilk kez bu akşam Show TV ekranlarında olacak.

Yapımcılığını Pana Film’in, yönetmenliğini Zübeyr Şaşmaz’ın üstlendiği, senaryosunu Raci Şaşmaz, Bahadır Özdener ve Cüneyt Aysan’ın yazdığı “Muro – Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine” sinema filmi vizyona girdiği 5 Aralık 2008 tarihinden itibaren büyük bir ilgiyle izlendi. Muro, 2,5 milyonu aşkın seyirciyle Türk sinemasının en çok izlenen filmlerinden biri oldu.



edit post

kurtlar vadisi pusu 56. bölüm fragman resimleri










edit post

Kurtlar Vadisi, son bölümüyle kafalara yeni soru işaretleri taktı. Devletin iplerinin İskender Büyük'ün eline geçmesi zaten büyük bir şok yaratmıştı. Bu hafta da bölücü başının sağ kolu 'Parmaksız'ın sözleri tartışma yaratacağa benziyor. Örgütte her devletin bir temsilcisinin bulunduğu iddiasının üzerine Parmaksız, kendisini sorgulayan Polat'a "Beni birileri kullanacak nasıl olsa. Bari sen kullan" dedi. Polat, "33 erin katledilmesi emrini sen mi verdin? Talimatı nereden aldın?" diye sordu. Parmaksız ise "Bunu araştıran herkes öldü, sen karışma" yanıtını verdi. Bu arada dizginleri ele alan İskender'in, PKK ile ortak uyuşturucu ticareti yaptığı da ortaya çıktı. Polat'ın, Parmaksız'ı bir albaya teslim ederek o komutanı kahramanlaştırması ve İskender'in karşısına koyması da gerilimi artırdı. (Bugüne kadar Vadi'de iki yüksek rütbeli subay öldürüldü. Sanırım bu kez de albay hedefte olacak. Dizide subayların bu kadar kolay hedef olması da düşündürücü...) Özetle; bu hafta Vadi'de diğer bölümlere oranla çok daha 'iri laflar' edildi. Gelelim, gönül işlerine... Karısını ihmal eden Polat'ın, babası tarafından kulağı çekildi. Bu arada çiçeği burnunda damat, kayınpederinin aşağılayıcı sözlerine de 'gık' diyemedi. Demek ki Polat, bu Ebru'yu gerçekten de çok seviyor. Memati ise Gamze'nin kendisinden olan çocuğunu doğurmasına izin verirken, Bulut'a önemli itiraflarda bulundu: "Adam öldürmeye, karnında olduğum annemle başladım. (Annesi doğumda öldüğü için ona 'ölümcül' anlamına gelen Memati adı verilmişti) Sonradan öldürdüklerimin sayısını bile tutmadım. Annemi öldürdüm ama kendi çocuğumu öldürmeyeceğim..." Polat, Ebru ile evlendi. Abdülhey ile Sultan nikahın eşiğinde. Ve nihayet Memati de baba olacak... "Bizim Vadi, Dudaktan Kalbe'ye döndü" diyen maço fanatiklere yeni malzeme çıktı...



edit post

VADİ’NİN kadınları izleyiciyi böldü, bir kısmı diziye aşk da yakışır diye izlemeyi sürdürse de, bir kısım izleyici, aşka bulanan diziye karşı... Onlardan biri de Nihat Gündüz, bakın neler yazmış? “Başladığı günden bu yana Kurtlar Vadisi izleyicisiyim, ama son denemde diziyi tanıyamıyorum. Gamze, Memati’den hamile, Abdülhey ‘Ya işin, ya ben’ diyen karısı için karalar bağlamış. En dikkat çekeni de Polat alemdar... ‘O, bir Elif’i sevdi’ demiştik, onunla vuslata erememişti, devrede vatan-millet meseleleri vardı, bu nedenle kızı inim inim inletmişti... Karşısına başka bir kız çıktı. (Nefise Karatay) Kız onun için canını verdi de Polat, ilişkiye yanaşmadı, ‘Erkek adamın gönlünde iki sevda olmaz’ dedi... Şimdi iki günlük bir kızla evli; yani vatan milleti de unuttu, erkek adamın iki defa sevemeyeceği sözünü de... Polat’ın görevi son mu buldu, bunu merak ediyorum...”



edit post

Siyah takım elbisesini, uzun paltosunu çıkardı, spor deri ceketi ve blue jeaniyle karşınızda








edit post

Kurtlar Vadisi’ndeki ’ağır abi’ tavırlarının yerinde yeller esiyor; espriler yapıyor, annesinden, babaannesinden söz ediyor. Ama özel hayatıyla ilgili soruları hâlâ kabul etmiyor. yazete.com adlı haber sitesi kuran ve sitenin başyazarı olan Necati Şaşmaz, yazarlığı sevmiş; yaşadıklarını yazılarına aktaracağını anlatıyor: “Eleştirilere karşı bizim de sesimiz olsun istedik. ‘Şiddet’ eleştirileri yapıştırılmak istenen
bir damga. Aksiyon sahneleri, güzelliklerin gölgesi olmamalı.”

Kurtlar Vadisi kısa bir ara vermişti diziyi hiç bitirme noktasına geldiniz mi?
Türkiye’ye krizin geldiği, Kurtlar Vadisi’nin yayından kalkmasıyla anlaşılmıştı. Bugüne kadar diziyi bitirme düşüncemiz olmadı, sadece konsept değişikliklerimiz oldu. Bizde hikaye bitmez. Türkiye’nin hikayesi devam ettikçe bizim de hikayemiz devam edecektir.

Dizinin konusu her zaman Türkiye gündemiyle paralel gidiyor, şu anda da Ergenekon’u anlatıyorsunuz... “İskender Büyük” karakterinin Veli Küçük olduğu söyleniyor... Doğru mu?
Kurtlar Vadisi yalın halindeyken mafyayı anlatıyordu. Mafyayı anlatırken de “Şu şuna benziyor, bunu buna benziyor” deniliyordu. Kurtlar Vadisi Pusu’nun içerisinde de dış mihrapların yönlendirilmesiyle oluşan güç odakları olan köklü aileler vardı. O aile “Bu mu, şu mu” diye tartışmalar olmuştu. Polat için “Abdullah Çatlı mı?” diyorlardı. “Avrupa’daki Çakal mı, 007 mi?”... Birçok karakteri birleştirip senaristlerimiz bir şey yazıyor. Nasıl geçmişte, hikayelerde bir şeyler anlatılırken aslandı, tavşandı, kurttu, tilkiydi diye örneklendiyse günümüzde de Polat’ın, İskender’in, Ömer Baba’nın hepsinin sembolize ettiği değerler var.

İskender Büyük karakteri çok ilgi gördü...
Çok iyi oynuyor Musa Uzunlar abi, inanılmaz güzel oynuyor. Aynı şekilde Muro’yu oynayan Mustafa Üstündağ kardeşim de çok iyi oynadı. O yüzden çok sevildiler.

Peki siz en çok hangi karakteri seviyorsunuz?
Emin Olcay’ın canlandırdığı Ömer Baba’yı seviyorum. Verdiği öğütler çok anlamlı. Dizinin alt metni onda gizli gibi hissediyorum. Onun varlığı manevi bir hava katıyor. Polat’ın yönünü çizmesinde çok faydalı oluyor.

Nedir Ömer Baba’yı sevmenize neden olan?
İnsanların yıkıldıkları anlarda, vermiş olduğu destekler çok önemli. Aşkın daha üstün olduğunu, aşk için her şeyin göze alınması gerektiğini anlatıyor. Tam bir bilge kişilik. Memati uyuştucu bağımlılığıyla savaşırken Ömer Baba’nın çok güzel yönlendirmeleri vardı. Polat evlendirilirken, Elif’i unutamadığını görünce “Sevgiler yer değiştirir, yeni ufuklara yelken açabilirsin” dedi. Bu görüşleri ben de benimsiyorum.

Polat, annesi istediği için evlendi

Çok eleştiri de alıyorsunuz... “Şiddeti körüklüyor, gençlere kötü örnek” oluyor gibi eleştirileri duyunca ne düşünüyorsunuz? Hiç “Acaba kötü örnek olur muyuz, bu sahnelere azaltsak mı?” gibi şeyler düşünüyor musunuz?
Güzel şeylerin izlenebilmesi için araya aksiyon sahneleri koymamız gerekiyor. Bu her senaryo matematiğinde vardır. Bu aksiyonlar aslında gösterilmek istenen şeyin gölgesi olmamalı. Bazı kişiler bizi damgaladı. Bu anlamda şiddet diye bahsedilen kelimeyi ağzıma almam bile.

İnsanlar çocuklarının adı Polat ve Memati olarak değiştirmek için mahkemeye başvuruyor... Bu kadar örnek alınmak, bu sorumluluk yormuyor mu?
Bazen yoruyor ama ben halimden memnunum. En azından kötü örnek olmamaya çalışan bir insan olduğum için buradayım. Aynı konumda olup bunu önemsemeyen biri de olabilirdim. Özen gösteriyorum.

Başka bir rolde nasıl oynarım diye merak ediyor musunuz?
Onu hep beraber göreceğiz... Dizi bittikten sonra isterim. Yaşınız yeter mi bilmiyorum (gülüyor). Filmde kendi sesimi kullanmak istiyorum. Filmde oynarsam kendi sesimle oynayacağım. İnsanların aşina olduğu da bir ses var. Onu etkilememek lazım. Başka bir rolü çok güzel canlandıracağım ve o söylenen, gizli gizli bana yapıştırılmaya çalışılan “O sadece Polat’ı oynar” durumunu hem kendime hem başkalarına göstereceğim inşallah.

Polat evlendi... Hayranlar tarafından nasıl karşılandı?
Dizi müdavimleri tarafından pek eleştiri olmadı... Polat hayranlarına gelince onlar Elif’i bile istemedi. Polat işine gücüne baksın istiyorlar. Polat’ın anne vasiyetini yerine getirmesi söz konusuydu. Uzun süre sonra sevmesi, Ömer Baba’nın da onu yönlendirmesi, “Aile ortamı senin için daha iyi olur” demesi, annesinin son dileği olma ihtimali neticesinde evlendi.

Ebru, Polat için neden doğru kadın? Bunca zaman neden evlenmedi? Aslında insani özelliklerini, uyuduğunu, yemek yediğini görmezdik. Ben evini daha yeni görüyorum. Ebru, Polat için doğru kadın mı?.. Kim bilir? Zaman gösterecek.

Sesimizi duyurmak için haber sitesi kurduk
Neden haber sitesi kurdunuz?
Bunun çıkış nedeni şiddet veya ona benzer eleştirilerin üzerimize yapıştırılmasıdır. Ömer Lütfi Mete bu yapıştırmaların bizi tanımayan insanların yapabileceğini söyledikten sonra “Kendinizi, sesinizi duyuracağınız bir mecranız olsun” demişti. Tam hazırlık içindeyken Ömer Bey rahatsızlık geçirdi. Bu süreçte de bu isteğimiz yarıda kalmasın düşüncesiyle, yazete.com adlı bir site kurduk. O sitede ben yazarlık yapıyorum.

Önceden yazı yazar mıydınız, yazmakla aranız nasıl?
Şiir yazardım. Küçük bazı hikayeler karalamışlığım vardır. Ama ilk defa köşe yazarlığı yapıyorum. Sevdim, alışacağım galiba. 30 bin kişi tıklıyor günde. Binlerce yorum geliyor.

Habere bakış açınız nedir?
Kimseyi rencide etmeden, kişilere hakaret etmeden, övgüyü ve yergiyi kişiler üzerinden değil fikri üzerinden konuşacağız diye niyetliyiz.
Yazdıklarıma yaşanmışlıklarımı katmak isterim. Gündemle ilgili de yazmak isterim ama bunun için şu an müsait değilim. Ara ara yazılarımı yetiştiremezsem, şiirlerimi koymayı düşünüyorum.

Nasıl şiirler yazıyorsunuz?
Mecazi aşk, ilahi aşk anlatımları... Kendimce algıladığım iç çekişmeler, duygusal çelişkiler, gel-gitler, hayaller, küskünlükler, kavgalar, kendimle kavgalarım, kendimle barışmalarım, birçok şey... Çoğu gençlikte yazdığım şeyler.

Yazete hep internette mi kalacak?
Medya sektörüne girişimiz sadece internet üzerinden. Yazılı basın düşünmüyorum.

Magazin haberleri nasıl olacak?
Haberleri birkaç kez süzgeçten geçirilecek, rencide olabilecek kişiyle mutlaka kontak kurulup gerçek öğrenilecek, gerektiğinde, atlamak bile olsa haberi koymamak gerekiyor diye düşünüyorum.

Polat’ın insani yönlerini görmeye başladık. Peki sizi ne zaman göreceğiz? Kendinizi çok fazla saklıyorsunuz...
Aslında saklamıyorum ama çok açık gezemiyorum. Her şeyimi medyanın, insanların gözü önünde yaşamak zorunda değilim. Çünkü ben özelimi özel yaşamak isterim.

Medya tarafına da geçince yumuşama olmaz mı?
Benim için olmaz. Çünkü özelim özgürlüğümdür.

Çocukken robot yapardım, mucit olmak isterdim

Çocukken oyuncu olmayı istemiş miydiniz?
Hayır hiç istememiştim.

Ne olmak isterdiniz?
Mucit olmak isterdim... Ben ilkokuldayken, robotlar falan yapmaya çalışırdım. İçerisine pil, makine koyalım da nasıl yürütelim, kol mekanizması nasıl çalışır diye enteresan şeylerim vardı. 13 yaşındayken uçak maketi yapmıştım. Sanayi çarşılarında gezip bir motor almış, yaptığım plastik uçağa takmıştım. 50 metre onu uçurmayı başarmıştım. Çok heyecanlanmıştım.

Anne, babanız izleyince ne diyorlar?
Severek seyrediyorlar, iki kardeş Raci ve ben; biri yazıyor, biri oynuyor... Bazen Raci’ye “Yine ne işkenceler yaptırmışsın çocuğa” dediklerine şahit olurum (gülüyor). O sahnelerin ne zorluklarla çekildiklerini bildikleri için üzüldüklerini bilirim.

Dayak yediğinizde üzülüyorlar mı?
Hayır, çünkü teknik olarak aslında dayak yemediğimi biliyorlar. Onu babaannem çok yapar (Gülüyor): “Ah nasıl kıydılar oğluma. Yapamadın mı, bir tane de sen vursaydın! O orada ne yapıyor, niye seni kurtarmaya gelmiyor?” diye takıldığı da olur bana.

“Obama’nın suikast meselesini neden bilemediniz?” dediler

“Dizinin gündemle paralel gitmesi tesadüf değil... Gündemi okuyup, sembolize edip, bir şekilde yerleştiriyorlar. Bazen gelecekte muhtemel olarak gördüğünüz olaylar gerçekleşebilir, bazen de tam tersiyle gerçekleşebilir. Bu senaristlerin öngörüsüne kalmış. Bazen tahmin ediyorlar, çıkıyor. Bazen de çıkmıyor. Mesela geçenlerde ‘Obama’nın suikast meselesini senaristler neden kaçırdı?’ dendi. Demek o da olabiliyor.”

Ömer Baba kimdir?
Necati Şaşmaz’ın en sevdiği karakter olan Ömer Baba dizide öğütler veriyor, kahramanların hayatlarıyla ilgili kararlar almalarında yardımcı oluyor. Ali’nin üvey babası da olan Ömer Baba aslında bir müezzin. Eşi Nazife ile yaşıyor, ebru sanatı ile ilgileniyor, ney üflüyor. Yaşadığı her türlü olumsuzluğu hoşgörü ve teslimiyetle kabul etmeyi öğretiyor. Ömer Baba’nın gerçekte kimi sembolize ettiğine ilişkin iki söylenti var. Biri Ömer Baba’nın Fethullah Gülen olduğu; diğeri ise Necati Şaşmaz’ın Kadirî tarikatı lideri olan babası Abdülkâdir Şaşmaz olduğu. Diğer tartışılan karakter ise Veli Küçük’ü sembolize ettiği söylenen İskender Büyük...



edit post

GÜNLERDİR medyada, çocuğuna Memati adını koymak isteyince engellenen bir babanın mücadelesini okuyoruz. Bir baba çocuğuna neden bu adı koymak ister; Memati, kaba, eli kanlı, acımasız bir tip, yeni doğan masum bir bebeğin onunla ne ilgisi olabilir? Eğer konu yalnızca isim olsa, sorun kalmayacaktı, ama baba, Memati hayranı, yine de çocuğuna böyle bir isim koymak, akla yakın değil... İnsanoğlu, evladını korumak ister, onun iyi insan olması için elinden geleni yapar, ana-babaların çocuklarına iyi ile kötüyü öğretebilmek için çaba sarf etmesi de bundandır... Memati’nin nesini öğreteceksiniz, ya da patronunun emri ile bir bebeği ana rahminden sökmeye çalışan Bulut’un... Toplum, ekranda gördüğünün esiri, doğrunun, dizilerde yaşandığını sanıyor. Memati, Polat’ın sağ kolu, ama bir kızı olsa, Polat Memati’ye verir miydi?



edit post

“Kurtlar Vadisi Pusu” artık sadece “Polat Alemdar” ve arkadaşlarının at koşturduğu bir dizi değil...
Dizide Necati Şaşmaz’ın canlandırdığı “Polat Alemdar”ın yaptıkları kadar, Musa Uzunlar’ın ete kemiğe büründürdüğü “Büyük İskender”in yaptıkları da büyük bir merakla takip ediliyor.
Artık “Kurtlar Vadisi Pusu”da “Polat Alemdar”ın özgül ağırlığı neyse “Büyük İskender”in de o kadar.
“Kurtlar Vadisi Pusu”da yaptıklarıyla “Polat Alemdar” ve arkadaşlarına kök söktüren “Büyük İskender”i önceki gün Cine 5’te tekrar bölümleri yayınlanan “Yağmur Zamanı” dizisinde bambaşka bir rolde izledim.
“Kurtlar Vadisi Pusu”daki o herkesi titreten “Büyük İskender” gitmiş, yerine saçı sakalı birbirine karışmış, sesi bile farklı “Derbeder”, gariban bir tip gelmişti.
Eminim, siz de öğleden sonra Cine 5’te tekrar bölümleri yayınlanan Musa Uzunlar’ı izleyince “Hey gidi Büyük İskender hey” diyeceksiniz.



edit post

Kurtlar Vadisi'nin özet bölümlerinde Muro ile adamının, evde birini bıçakla korkutup dövdükleri sahne vardı.

Planlar öyle itinasız çekilmiş ki setin ışığı, ayağıyla, filtresiyle ekrana giriverdi.

Doğrusu Kurtlar Vadisi gibi yaklaşık 20 milyon izleyiciyi ekrana bağlayan bir diziye bu özensizlik hiç yakışmadı.

Haydi diyelim çekerken farkına varılmadı, montajda nasıl atlanır, yayından önce nasıl görünmez hayret!

Hep eleştirmek olmaz, senariste de bir övgü;

Polat, Parmaksız'ı sorguladıktan sonra çıkarken Kazım'a şöyle konuştu:

"Buraya döndüğümde içeridekini bıraktığım gibi bulmak istiyorum. Ola ki cesediyle karşılaşırsam, yanında seninki de olsun!"



edit post

Kurtlar Vadisi son günlerde içeriği değişiyor diye eleştiriliyor. “Kanaldan aldığı paranın hacmi düştü, hareketli sahne sayısı azaltılıp dizinin içine bol bol aşk katılmaya başlandı. Ucuza kaçılıyor” diye... Bu bakış açısı doğru da olabilir yanlış da. Çünkü geçtiğimiz yıllarda Kurtlar Vadisi yıkılmaz, geçilemez bir kale gibiydi. Ancak ilk kez bu sene son aylarda Aşk-ı Memnu dizisi tarafından geçiliyor. AB'de biri, total reytinglerde diğeri birinci oluyor. Kurtlar Vadisi ekibi kurtluk yaparak dizinin içine aşk katıp, aslında iyi bir strateji uyguluyor. Aşk-ı Memnu dizisine kaçan kadın seyirciyi geri çekerek rakiplerini bertaraf etmeye çalışıyorlar. Aşk Kurtlar'a seyirci kazandırır mı yoksa kaybettirir mi? Bu sorunun cevabını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ancak ne olursa olsun denemeye değer bir strateji olarak görüyorum...



edit post

Kurtlar Vadisi Pusu 16 Nisan Perşembe akşamı yayınlanan bölümüyle zirvedeki yerini korudu.

KURTLAR VADİSİ ZİRVEDE

İşte nefesleri kesen 55. bölümün ratingleri…

16 Nisan Perşembe akşamı yayınlanan 55. bölümüyle tüm kişilerde 16,3 rating ve 37,3 share ile zirveye oturan Kurtlar Vadisi Pusu, AB’de de 13,8 rating ve 32,9 share aldı.



edit post

Aşıklar Vadisi!

Bekir Hazar / Yeni Şafak

Kurtlar Vadisi son günlerde içeriği değişiyor diye eleştiriliyor. “Kanaldan aldığı paranın hacmi düştü, hareketli sahne sayısı azaltılıp dizinin içine bol bol aşk katılmaya başlandı. Ucuza kaçılıyor” diye... Bu bakış açısı doğru da olabilir yanlış da. Çünkü geçtiğimiz yıllarda Kurtlar Vadisi yıkılmaz, geçilemez bir kale gibiydi. Ancak ilk kez bu sene son aylarda Aşk-ı Memnu dizisi tarafından geçiliyor. AB'de biri, total reytinglerde diğeri birinci oluyor. Kurtlar Vadisi ekibi kurtluk yaparak dizinin içine aşk katıp, aslında iyi bir strateji uyguluyor. Aşk-ı Memnu dizisine kaçan kadın seyirciyi geri çekerek rakiplerini bertaraf etmeye çalışıyorlar. Aşk Kurtlar'a seyirci kazandırır mı yoksa kaybettirir mi? Bu sorunun cevabını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ancak ne lursa olsun denemeye değer bir strateji olarak görüyorum...



edit post



edit post

YouTube:



DivX:



Önemli Not: Ekranda sağ tıklayıp Windowed Mode yapın ve kolayca izleyin veya iki kez üzerine tıklayarak full ekran izleyebilirsiniz. İyi seyirler!

Google:



Sevenload:



İndirin:

Rapidshare: Part 1, Part 2, Part 3, Part 4, Part 5, Part 6
Uploadbox: Part 1, Part 2, Part 3, Part 4, Part 5, Part 6
Share-now: Part 1, Part 2, Part 3, Part 4, Part 5, Part 6
Filebase: Part 1, Part 2, Part 3, Part 4, Part 5, Part 6
Tek Link: Rapidshare, Depositfiles, Filebase



edit post

TRT’NİN Ayrılık dizisinde güzel bir Azeri şarkıcı var, aklı Türk delikanlıda, onu izlerken, aklıma Azerbaycan’la aramızdaki anlaşmazlık geliyor; Obama ve ABD bastırıyor, “Sınırı açın” diye, diğer yanda ezeli dostumuz Azeriler var; hani denir ya, aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık... Dizinin gidişi, güncel durumdan etkilenir mi, bilmemem, ama etkilense daha fazla dikkat çekerdi, Kurtlar Vadi’si bunu başardığı için zirveye kuruldu, Türkiye gibi durmadan değişen bir ülkede, diziler de anlattıklarını yeniden gözden geçirmeli...



edit post

Cnbc-e son yılların en başarılı kanallarından birisi...

Özellikle akşam saatlerinde müthiş bir alternatif ve Amerikan kaynaklı dizileriyle izleyiciyi adeta koltuğa hapsediyor...

Her zevke göre bir dizi var ve her bir dizi büyük bir emeğin ürünü...

Bu dizilerden birisi de artık herkesin yakından bildiği "24"...

Jack Bauer, her türlü kural tanımazlığı ile Amerika'yı daha kaç kez kurtaracak bilemiyoruz...

Jack Bauer'a müthiş hayranlık duyan insanlar var...

Ancak ona büyük bir öfke duyan kitle hiç de az değil...

Onu bizdeki Kurtlar Vadisi'nin Polat Alemdar'ı olarak lanse edersek herhalde yanlış yapmış olmayız...

Amerika'nın Polat Alemdar'ı Jack Bauer, hem teröristlere karşı hem de FBI ve devlet kuruluşlarındaki satılmış isimlere karşı Amerikan halkını korumaya çalışıyor...

Müthiş sürüvende geçen hafta ABD'nin bayan başkanının eşi Henrry, teröristlerce kaçırıldı. Kaçırılma gizli servisteki satılmış ajanların yardımıyla yapıldı.

Jack Bauer'da başkanın eşini kurtarmak için her yol mübahtır pozisyonunda.

Bauer ile ulusal güvenlik biriminin başındaki Larry arasında bir dialog oldukça dikkat çekiciydi...

Bauer, başkanın eşini kurtarmak için hiç bir kural tanımadan ilerlerken, Larry, onu durdurup kendisini sorgulamasını istediği şu sözleri söylüyor:

Larry: Bizi iyi yapan şey kurallardır.

Jack: Bugün değil...

Bu kısacık diyalog aslında büyük bir anlam ifade ediyor.

Eli silahlı iki kişiden birisini iyi, diğerini kötü yapan şeydir bu diyalog...

Her ikisinin öldürme gücü var.

Birisi bu gücü kendinde, diğeri kurallarda buluyor...

Ama o kurallara uyması gereken kişi, devlet adına giydiği üniformanın sorumluluğunu taşıyamıyorsa ne olacak?

Bu diyaloğu her ülkenin güvenlik teşkilatları çok iyi irdelemeli...

Dizide kazanan Jack oldu ve silahını doğrulttuğu herkesi öldürdü... Görevini yaptığını düşünüyordu...

Acaba Jack bu tavrında haklı mı, yoksa haksız mı?

Amerikalı yapımcıların böyle şiddet içeren bir dizide bile insanları kendilerini sorgulamaya itmesi en büyük güçleri...

Peki bizim hangi dizimizde böyle bir sorgulama diyaloğuna rastlıyorsunuz...

Siz Kurtlar Vadisi Pusu'da böyle bir diyalog hatırlıyor musunuz?

Bugüne kadar hep izledim Vadi'yi, ama beni bu kadar derinden vuran hiçbir diyalog hatırlamıyorum.

Onların başarısı ve bizim başarısızlığımız da işte bu...

Onların yapımları en şiddet anında bile kendimizi sorgulamaya itecek öğelerle dolu...

Bizim yapımlarımızda vurdu-kırdıdan başka bir şey...



edit post

KÜBRA&BÜŞRA İLE İKİDE BİR Polat Alemdar'ı milyonlar tanıyor. Peki ya, Necati Şaşmaz'ı kaç kişi tanıyor? Bu sorunun cevabını ben de tam olarak bilmiyorum ama benim amacım Necati Şaşmaz'ı görmekti. Otokontrollü davranışları üzerine inşa ettiği çelik savunma mekanizması sayesinde Necati'yi pek göremedim. Polat'a her daim sahip çıkıyor hatta o kadar ki Polat karakterini bozmasın diye kendi sesiyle oynamıyor. Şu sıralar kendi internet gazetesinde köşeler yazıyor. Polat'la 6 yıldır tanıyoruz ama sanırım Necati Şaşmaz'ı yeni yeni tanıyacağız. Kübra Çengelköy'deki Kurtlar Vadisi Pusu'nun setindeyiz. İçeriye girdiğinizde karton posterler, set çalışanları, makyaj odası. Biraz daha ilerlediğinizde asıl dizinin çekildiği mekana giriyoruz. Çelik sütunlar, toplantı masası, yerde camın arkasına konmuş Piri Reis haritası, kızıl kastane rengindeki kapılarıyla tam manasıyla bir Kurtlar Vadisi. Necati bey yani namı diğer Polat Alemdar girince içeriye o dizinin bir parçası gibi hissetmemek elde değil. Biz Necati Şaşmaz ile konuşmak istedik bakın ne gördük? Büşra


Altı yıldır Polat karakterini canlandırıyorsunuz. Necati ile Polat birbirine geçmedi mi?

Yoo.

Necati'den ne kaldı geriye?

Necati yerinde duruyor, arttı ama eksilmedi. İnsanlar bana Polat karakterini yapıştırmış olabilir ama ben kendime yapıştırmadım.

İki karakteri bir arada taşıyorsunuz bu çok şizofrenik birşey…

Hayır. Sizce şimdi karşınızda Polat mı oturuyor?

Hem evet hem hayır…

Ben Necati Şaşmaz'dan Polat'a çok şey katıyorum. Ama dışardan baktığınızda benim yaptığım bir hareketi Polat yapıyor derseniz, ters algılamış olursunuz. Bu benim Polat'a katmış olduğum birşeydir.

Yani siz Polat'ı oynarken Necati Şaşmaz'ı mı oynuyorsunuz?

Hayır öyle denemez. Onun yaptıklarıyla benim yaptıklarım asla aynı değil. Ama benim de Polat'tan öğrendiklerim var.


ŞÖHRET POLATTAN DAHA AĞIR

Ne öğrendiniz?

Yaşamış olduğu sıkıntılarının karşısında tercihlerini nasıl yaptığını ondan öğrendim. Göreviyle ailesine olan ilgisi arasında balans yapabilen bir karakter. Bunu gördükçe Polat'ı tebrik ediyorum.

Nesini eleştiriyorsunuz peki?

Yemek yemiyor, uyumuyor. (Gülüşmeler)

İnsan değil mi?

İnsani özelliklerini yeni yeni görmeye başladık. Dizinin konsepti gereği bunu görmüyorduk. O tarz yönlerini göstererek zaman kaybetmek istemiyorlar. Mesela; dizide ortama yeni giren bir insan merhaba demez. Orada söylenmesi gereken söz vardır o söylenir.

O zaman superman gibi…

Evet bir kahraman.

Superman kostümü hiç eskimeycek mi, nereye kadar sürer?

Onu bilmiyorum ama bir oyuncu yaptığı işin devamını ister. Süresinin uzun olması avantajdır. Gidebildiği yere kadar gidecek. Amerika'daki gibi dizilerde yaşlanıyor insanlar. Al Pacino 'The Godfather'da oynadı ama üzerine yapışmadı. Aksine birçok yapımda rol aldı. Bunu ileride göreceğiz.

Polat bir proje mi?

Hayır.

Nereden anlayacağız olup olmadığını?

Proje ve marka durumundan çıkarıp daha bizden ve halkın içinden olması için uğraşıyoruz. Senaristlerimiz,kahraman olarak göstermemek için Polat'ın bazı taraflarını törpülediler.

Dizi başladığından bu yana tehtid aldınız mı?

Almıyoruz direk dizimiz kaldırılıyor. Kurtlar Vadisi Terör'de olduğu gibi.

Hangisi daha ağır, şöhret mi yoksa Polat olmak mı?

İlk başlarda Polat daha ağırdı. Çünkü oyunculuk bilmiyordum. Sete ilk gittiğimde figüranla eşit derecedeydim. Oyunculuk bana çok ağır geliyordu. Ama şöyle bir şansım da oldu. Polat karakteri mafya içinde de çok acemiydi. Bu nedenle Polat'la Necati'nin uyum sağladığı yer, acemilik oldu. Onu avantaja çevirip bu durumu kullandım. Sonra ki dönemde ise şöhretin ağırlığını hissetmeye başladım. İnsanları kırmadan, rencide etmeden, kendi yolumu çizip orada kalmak tabiki zordu.

Bunu korumak için ne yaptınız?

Sadece sevdiğim insanların içinde olduğu hayatı seçtim. Özelimi sadece ailem ve dostlarımla paylaştım. Bunun dışında spor veya başka aktiviteleri kendi evimde yapmaya çalışıyorum.

DÖRT DİL KONUŞAN OYUNCU OLAMADIM

Dışarıyı hiç özlemiyor musunuz?

Özlüyorum tabiki. Çünkü ülkemin güzelliklerini doya doya yaşayamıyorum. Oyunculuğa başlamadan önce gezgindim. Türkiye'nin büyük bir bölümünü gezdim. Ama bu mesleğe başladıktan sonra gezememeye başladım. Vakit bulduğum zaman gittiğimde de acaba imza günü mü ya da başka bir etkinlik mi diye düşünmek zorunda kalıyorum. Oysa ben sadece kahve içmek istiyorum.

Hep takım elbiseyle mi dolaşırsınız böyle? Yoksa bilinçli birşey mi bu?

Üzerimdeki Polat kostümü değil ki. Ben zaten takım elbise giymeyi çok seven biriydim. Pazar günleri hariç hep takım elbise kravat dolaşırdım. Çünkü önceki çalışma hayatımda da şirketlerim vardı. Orada ne giyiyorsam aynısını devam ettirdim.

Kurtlar Vadisi milli maçtan bile daha çok izleniyor. İnsanları bu diziye çeken nedir sizce?

Senaryonun iyi, güçlü ve dinamik olmasından kaynaklanıyor. Karakterler hayattaki gibi doğuyor, büyüyor ve ölüyorlar. Bunu kısa bir zamana oturdukları için seyircinin ilgisini çekiyor. İnsanların hayatlarında görebilecekleri herşeyi senaryolaştırıyoruz.

Kurtlar Vadisi çok erkeksi bir dizi. Kadın karakterler çok güçlü değil, duygu yok…

Dizinin başlarında daha önce hiç rastlamamış bir Polat ve Elif aşkı vardı. Yaptığı iş yüzünden kimliğini ve sevdiklerini değiştirmek zorunda kalan bir adam; 'Ben sizler için yokum' diyor. Bana kalırsa çok güzel bir aşk hikayesi işlendi. Sonra seneryoda birkaç deneme oldu. Çünkü bir süre sonra herkes 'dizi de neden aşk yok, neden kadın yok' diye sormaya başladı. Senaristler çok denedi ama oturmadı bir türlü.

İzleyicinin isteklerine ne kadar bağlı bu yapım?

Bizim yönlendiren hiç bir zaman seyirci olmadı. Çünkü izleyiciyi fazla dikkate aldığınızda da, hiç dikkate almadığınızda da yanlışa götürebilir. Elif üstüne kimse aşk tanımadı. Aşk değil de acaba birsevgi mi olsun, dediler. Sevgi koyup evlendirdiler.

Muhsin Yazıcıoğlu ile ilgili bir yazı yazdınız. Dizide bu olaya yer verilir mi?

Sanmıyorum. Onu senaristlerimiz daha iyi bilirler. Muhsin Bey vefat ettiğinde sadece ben değil herkes onun için yazı yazdı. Ben de yazdım ama bunun diziyle bir ilgisi yok.

Kurtlar Vadisi devletle daha mı ilişkili oldu? Cumhurbaşkanı görüşmeleri filan…

Dizinin ilk başlarında mafyanın ne kadar kötü birşey olduğu anlatıldı. Ama mafya konusu anlatıldı ve bitti. Sonra baronları anlatmaya başladık. Aslında o çakıl taşlarıyla oynayanları anlattık. Ardından terör örgütünü anlatmak istedik. Sonra dizi kaldırılınca terörün arkasındakileri anlatalım istedik. Bu anlatımı yaparken karakterler oluşturduk. İyiler ve kötüler oldu. Hepsinin aralarında temas var. Oradaki karakterler sadece sembol. Asla Polat için şu kişinin ismi diyemezsiniz. Cumhurbaşkanı da öyle sembolize edilmiştir.

Peki bu dizi ne kadar mafyayı tanıyarak çekildi?

Sizin bildiğiniz kadar. Türkiye'de mafya örneğimiz yok. Dünyada mafya ile ilgili yapımlara bakıp karakterleri, davranışları, giyim ve kuşamları oluşturuldu.

Raci Şaşmaz sizin kardeşiniz. Kardeşiniz tarafından yönetilmek nasıl bir psikoloji?

Ben oyunculuk için karar verirken ailemle istişare etmiştim. O dönemde ailemden tek karşı çıkan Raci oldu. Ama şimdi 'İyi ki o rolü sen oynamışsın' diyor.

Neden istememişti peki?

Çünkü 'eğer sen oynarsan ben de oynamak zorunda kalırım' diye düşünüyordu. Kamera önünü istemediği için söylemişti bunu. İkinci sebebi de 'seni çok iyi tanıyorum bu benim için zorluk olur. Sana yazamam' diyordu. Sonrasında iyi tanımanın avantajlarını gördü. Bazı özelliklerimden ekledi Polat karakterine.

Sizden neler var Polat'ta?

Hızlı araba kullanmam ve enerjik olmam.

Peki bu proje bitince oyunculuk bitecek mi?

Daha iyilerini yapmak istiyorum. Film tekliflerine de açığım ama sağlam senaryo olması gerekir. Film için zamanım sadece üç aylık bir dönem oluyor. Türkiye'de maalesef senaryo yazılıyor üç gün sonra çekime başlıyorlar. Ben hazırlık aşaması geniş olan bir projede yer almak istiyorum. Seneryosu yazılmış ve iki ay sonra çekime başlanacak. O şartlarda oynamıyı kabul edebilirim. Bu prensibim.

Peki hiç kendi sesinizi kullanmayacakmısınız?

Aslında kendi sesimi kullanmak istiyorum. Kurtlar Vadisi Irak filminde Türkçe Arapça, Kürtçe ve İngilizce konuştum. Beni seslendiren arkadaş; 'çok güzel konuşmuşsun keşke sen seslendirmiş olsaydın' dedi. Aslında bütün dillere yatkınlığım olmasına rağmen kullanmadım o özelliğimi. Dört dil konuşan bir oyuncu olamadım.

POLAT'A HAKARET EDİLDİĞİNDE DAVA AÇAMIYORUM

O zaman Yazete, sizin kendinizi ifade etmeniz içinde bir araç?

Evet. Çünkü bize yüklenmeler hep Polat üzerinden oldu. Bir hakaret edilecekse Polat'a söyleniyordu. Mahkemeye başvurduğumuzda ise 'Bunun bir geçerliliği yok' dediler. Çünkü benim resmimi koyuyor ama altında Polat yazıyor. Mahkeme de dizi karakterine hakaret edildiği için dava açamıyor.

Mahkeme dava açamıyorsa siz niye bu kadar umursuyorsunuz. Sonuçta size değil Polat'a ediliyor hakaretler…

Hayır ama bana söyleniyor. Çünkü kinayeli hakaretler var. Polat'ın üzerinden bana laf söyleniyor.

Necati'yi ihmal ettiniz o zaman…

Hayır sadece insanların kafasındaki fotoğraf bu.

Aktif gazetecilik mi yapıyorsunuz?

Evet. Günde ortalama 12 manşet atıyoruz.

Hangi tarafta peki?

Bir tarafı yok. Biz zaten bugüne kadar bir taraf olmadık. Dizide olmadık, gazetemizde de olmayacağız. Yorumlar kendimizce ama tarafı olmayan bir gazete.

Ama sanki o köşeleri de Polat yazıyor gibi, Resim Polat fotoğrafı ama imza Necati Şaşmaz...

Aslında ben resim düşünmüyordum ama arkadaşlar resim olsa daha iyi olur dediler. Vaktim olmadığı için daha önceden çektirdiğim fotoğrafı kullandım. Okur yorumlarından da aynı tepkiyi aldım. Ama sivil halimle de fotoğraf çektireceğim.

Yazılarınızı içinizden geldiği gibi mi yazıyorsunuz yoksa otosansür uyguluyor musunuz?

Otokontrol tecrübem var ve bunu kullanıyorum. Ama içimden geldiği gibi yazıyorum. Hem okunacak şekilde, sade hem de içi dolu şeyler yazmaya çalışıyorum. Çünkü bunu üç beş kişinin okuduğu dergiye vermiyorum.

Peki bu Yazete site olmaktan çıkıp basılı bir hale dönüşür mü?

Pek sanmıyorum. Çünkü günümüzde internet haberciliği daha ön planda. Baskının maliyeti de çok yüksek.

OYUNCULUĞU DA İSTEMEDİM GAZETECİLİĞİ DE

İnternet gazetesi kurdunuz. İsmi Yazete neden?

Haberle ilgili birçok site ismi daha önceden alınmıştı. Üzerinde uzun bir araştırma yaptıktan sonra birkaç isim bulduk. Onlardan birisi Yazete'ydi. Yazmaktan geldiği için Yazete dedik hem de kendimize ait bir markamız olsun istedik.

Bu Necati Şaşmaz'ın Yazetesi mi peki?

Fikir Ömer Lütfi Mete'ye ait.

Sitenin amacı ne?

Kurtlar Vadisi'nin üstüne çok gelindiği zamanlar oldu. Ama biz bu söylemlere hiç cevap vermedik. Bazen anlatmaya çalışsak da yanlış ve eksik algılanıyorduk. O dönemde Ömer bey ile böyle haber sitesi kursak mı? diye konuşmuştuk.

Bir anlamda diğer gazetelere misilleme mi yapıyorsunuz?

Hayır. Sadece sesimiz olsun istedik. Çünkü insanlar bilmedikleri şeylere önyargılı olurlar. Bu önyargıları kırmak için kendimizi anlatalım istedik. Ama Ömer Bey bir rahatsızlık geçirdi ve projeye ben devam etmek zorunda kaldım. Yoksa ben gazeteci değilim, sadece okuyucuyum. Oyuncu olmak istememe rağmen oyuncu oldum, gazeteci olmak istememe rağmen gazete çıkarıyorum.

İstemediğiniz şeyleri neden yapıyorsunuz?

Aslında başta talepkar olmasam da sonra sevdiğim bir işti. Mesela; köşe yazarlığını sevdim.

Siz birazda Polat'a zarar vermemek için mi teklifleri kabul etmiyorsunuz?

Evet. Mesela; Polat karakterini bozmamak için kendi sesimi kullanmıyorum. Polat'ın sesi var onu kullanıyoruz. İzleyici aşina olduğu için. Kurtlar Vadisi dışında birşey yapsam o projeyi etkiler düşüncesi de var. Bu yüzden de projeleri erteliyorum.



edit post

Kurtlar Vadisi Pusu'nun 55.bölüm afişlerinide forum grafikerlerimiz tarafından yapılmıştır.İşte Kurtlar Vadisi Pusu'nun 55.bölüm afişleri;

AFİŞ 1:

AFİŞ 2:



edit post



Kurtlar Vadisi Pusu, bu hafta yine nefes kesecek bir bölümle ekranlara geliyor.Parmaksız’ı elinden kaçırınca deliye dönen İskender, ne yapacak?

İskender’e oynadığı oyunla Parmaksız’ı ele geçiren Polat Alemdar sorularına cevap bulabilecek mi? Polat’ın Parmaksız’la ilgili planı ne olacak?

Muro ve Şemo’nun hedefinde şimdi kim var?

Tüm bu karmaşanın ortasında ameliyat olan Nazife Anne’nin durumu ne olacak?

Tüm bu soruların cevabı ve daha fazlası 16 Nisan Perşembe akşamı yayınlanacak Kurtlar Vadisi Pusu’nun 55. bölümünde olacak…



edit post



edit post

 Kurtlar Vadisi'nde Polat karakteriyle tanınan Necati Şaşmaz, üç hafta önce Yazete adında bir internet gazetesi kurdu. Sitede yazdığı köşe yazılarıyla Kurtlar Vadisi dizisini eleştiren gazetelere, Necati Şaşmaz olarak cevap veriyor.

Polat Alemdar'ı milyonlar tanıyor. Peki ya, Necati Şaşmaz'ı kaç kişi tanıyor? Bu sorunun cevabını ben de tam olarak bilmiyorum ama benim amacım Necati Şaşmaz'ı görmekti. Otokontrollü davranışları üzerine inşa ettiği çelik savunma mekanizması sayesinde Necati'yi pek göremedim. Polat'a her daim sahip çıkıyor hatta o kadar ki Polat karakterini bozmasın diye kendi sesiyle oynamıyor. Şu sıralar kendi internet gazetesinde köşeler yazıyor. Polat'la 6 yıldır tanıyoruz ama sanırım Necati Şaşmaz'ı yeni yeni tanıyacağız. Kübra

Çengelköy'deki Kurtlar Vadisi Pusu'nun setindeyiz. İçeriye girdiğinizde karton posterler, set çalışanları, makyaj odası. Biraz daha ilerlediğinizde asıl dizinin çekildiği mekana giriyoruz. Çelik sütunlar, toplantı masası, yerde camın arkasına konmuş Piri Reis haritası, kızıl kastane rengindeki kapılarıyla tam manasıyla bir Kurtlar Vadisi. Necati bey yani namı diğer Polat Alemdar girince içeriye o dizinin bir parçası gibi hissetmemek elde değil. Biz Necati Şaşmaz ile konuşmak istedik bakın ne gördük? Büşra

Altı yıldır Polat karakterini canlandırıyorsunuz. Necati ile Polat birbirine geçmedi mi?

Yoo.

Necati'den ne kaldı geriye?

Necati yerinde duruyor, arttı ama eksilmedi. İnsanlar bana Polat karakterini yapıştırmış olabilir ama ben kendime yapıştırmadım.

İki karakteri bir arada taşıyorsunuz bu çok şizofrenik birşey…

Hayır. Sizce şimdi karşınızda Polat mı oturuyor?

Hem evet hem hayır…

Ben Necati Şaşmaz'dan Polat'a çok şey katıyorum. Ama dışardan baktığınızda benim yaptığım bir hareketi Polat yapıyor derseniz, ters algılamış olursunuz. Bu benim Polat'a katmış olduğum birşeydir.

Yani siz Polat'ı oynarken Necati Şaşmaz'ı mı oynuyorsunuz?

Hayır öyle denemez. Onun yaptıklarıyla benim yaptıklarım asla aynı değil. Ama benim de Polat'tan öğrendiklerim var.

ŞÖHRET POLATTAN DAHA AĞIR

Ne öğrendiniz?

Yaşamış olduğu sıkıntılarının karşısında tercihlerini nasıl yaptığını ondan öğrendim. Göreviyle ailesine olan ilgisi arasında balans yapabilen bir karakter. Bunu gördükçe Polat'ı tebrik ediyorum.

Nesini eleştiriyorsunuz peki?

Yemek yemiyor, uyumuyor. (Gülüşmeler)

İnsan değil mi?

İnsani özelliklerini yeni yeni görmeye başladık. Dizinin konsepti gereği bunu görmüyorduk. O tarz yönlerini göstererek zaman kaybetmek istemiyorlar. Mesela; dizide ortama yeni giren bir insan merhaba demez. Orada söylenmesi gereken söz vardır o söylenir.

O zaman superman gibi…

Evet bir kahraman.

Superman kostümü hiç eskimeycek mi, nereye kadar sürer?

Onu bilmiyorum ama bir oyuncu yaptığı işin devamını ister. Süresinin uzun olması avantajdır. Gidebildiği yere kadar gidecek. Amerika'daki gibi dizilerde yaşlanıyor insanlar. Al Pacino 'The Godfather'da oynadı ama üzerine yapışmadı. Aksine birçok yapımda rol aldı. Bunu ileride göreceğiz.

Polat bir proje mi?

Hayır.

Nereden anlayacağız olup olmadığını?

Proje ve marka durumundan çıkarıp daha bizden ve halkın içinden olması için uğraşıyoruz. Senaristlerimiz,kahraman olarak göstermemek için Polat'ın bazı taraflarını törpülediler.

Dizi başladığından bu yana tehtid aldınız mı?

Almıyoruz direk dizimiz kaldırılıyor. Kurtlar Vadisi Terör'de olduğu gibi.

Hangisi daha ağır, şöhret mi yoksa Polat olmak mı?

İlk başlarda Polat daha ağırdı. Çünkü oyunculuk bilmiyordum. Sete ilk gittiğimde figüranla eşit derecedeydim. Oyunculuk bana çok ağır geliyordu. Ama şöyle bir şansım da oldu. Polat karakteri mafya içinde de çok acemiydi. Bu nedenle Polat'la Necati'nin uyum sağladığı yer, acemilik oldu. Onu avantaja çevirip bu durumu kullandım. Sonra ki dönemde ise şöhretin ağırlığını hissetmeye başladım. İnsanları kırmadan, rencide etmeden, kendi yolumu çizip orada kalmak tabiki zordu.

Bunu korumak için ne yaptınız?

Sadece sevdiğim insanların içinde olduğu hayatı seçtim. Özelimi sadece ailem ve dostlarımla paylaştım. Bunun dışında spor veya başka aktiviteleri kendi evimde yapmaya çalışıyorum.

DÖRT DİL KONUŞAN OYUNCU OLAMADIM

Dışarıyı hiç özlemiyor musunuz?

Özlüyorum tabiki. Çünkü ülkemin güzelliklerini doya doya yaşayamıyorum. Oyunculuğa başlamadan önce gezgindim. Türkiye'nin büyük bir bölümünü gezdim. Ama bu mesleğe başladıktan sonra gezememeye başladım. Vakit bulduğum zaman gittiğimde de acaba imza günü mü ya da başka bir etkinlik mi diye düşünmek zorunda kalıyorum. Oysa ben sadece kahve içmek istiyorum.

Hep takım elbiseyle mi dolaşırsınız böyle? Yoksa bilinçli birşey mi bu?

Üzerimdeki Polat kostümü değil ki. Ben zaten takım elbise giymeyi çok seven biriydim. Pazar günleri hariç hep takım elbise kravat dolaşırdım. Çünkü önceki çalışma hayatımda da şirketlerim vardı. Orada ne giyiyorsam aynısını devam ettirdim.

Kurtlar Vadisi milli maçtan bile daha çok izleniyor. İnsanları bu diziye çeken nedir sizce?

Seneryonun iyi, güçlü ve dinamik olmasından kaynaklanıyor. Karakterler hayattaki gibi doğuyor, büyüyor ve ölüyorlar. Bunu kısa bir zamana oturdukları için seyircinin ilgisini çekiyor. İnsanların hayatlarında görebilecekleri herşeyi senaryolaştırıyoruz.

Kurtlar Vadisi çok erkeksi bir dizi. Kadın karakterler çok güçlü değil, duygu yok…

Dizinin başlarında daha önce hiç rastlamamış bir Polat ve Elif aşkı vardı. Yaptığı iş yüzünden kimliğini ve sevdiklerini değiştirmek zorunda kalan bir adam; 'Ben sizler için yokum' diyor. Bana kalırsa çok güzel bir aşk hikayesi işlendi. Sonra seneryoda birkaç deneme oldu. Çünkü bir süre sonra herkes 'dizi de neden aşk yok, neden kadın yok' diye sormaya başladı. Senaristler çok denedi ama oturmadı bir türlü.

İzleyicinin isteklerine ne kadar bağlı bu yapım?

Bizim yönlendiren hiç bir zaman seyirci olmadı. Çünkü izleyiciyi fazla dikkate aldığınızda da, hiç dikkate almadığınızda da yanlışa götürebilir. Elif üstüne kimse aşk tanımadı. Aşk değil de acaba birsevgi mi olsun, dediler. Sevgi koyup evlendirdiler.

Muhsin Yazıcıoğlu ile ilgili bir yazı yazdınız. Dizide bu olaya yer verilir mi?

Sanmıyorum. Onu senaristlerimiz daha iyi bilirler. Muhsin Bey vefat ettiğinde sadece ben değil herkes onun için yazı yazdı. Ben de yazdım ama bunun diziyle bir ilgisi yok.

Kurtlar Vadisi devletle daha mı ilişkili oldu? Cumhurbaşkanı görüşmeleri filan…

Dizinin ilk başlarında mafyanın ne kadar kötü birşey olduğu anlatıldı. Ama mafya konusu anlatıldı ve bitti. Sonra baronları anlatmaya başladık. Aslında o çakıl taşlarıyla oynayanları anlattık. Ardından terör örgütünü anlatmak istedik. Sonra dizi kaldırılınca terörün arkasındakileri anlatalım istedik. Bu anlatımı yaparken karakterler oluşturduk. İyiler ve kötüler oldu. Hepsinin aralarında temas var. Oradaki karakterler sadece sembol. Asla Polat için şu kişinin ismi diyemezsiniz. Cumhurbaşkanı da öyle sembolize edilmiştir.

Peki bu dizi ne kadar mafyayı tanıyarak çekildi?

Sizin bildiğiniz kadar. Türkiye'de mafya örneğimiz yok. Dünya'da mafya ile ilgili yapımlara bakıp karakterleri, davranışları, giyim ve kuşamları oluşturuldu.

Raci Şaşmaz sizin kardeşiniz. Kardeşiniz tarafından yönetilmek nasıl bir psikoloji?

Ben oyunculuk için karar verirken ailemle istişare etmiştim. O dönemde ailemden tek karşı çıkan Raci oldu. Ama şimdi 'İyi ki o rolü sen oynamışsın' diyor.

Neden istememişti peki?

Çünkü 'eğer sen oynarsan ben de oynamak zorunda kalırım' diye düşünüyordu. Kamera önünü istemediği için söylemişti bunu. İkinci sebebi de 'seni çok iyi tanıyorum bu benim için zorluk olur. Sana yazamam' diyordu. Sonrasında iyi tanımanın avantajlarını gördü. Bazı özelliklerimden ekledi Polat karakterine.

Sizden neler var Polat'ta?

Hızlı araba kullanmam ve enerjik olmam.

Peki bu proje bitince oyunculuk bitecek mi?

Daha iyilerini yapmak istiyorum. Film tekliflerine de açığım ama sağlam senaryo olması gerekir. Film için zamanım sadece üç aylık bir dönem oluyor. Türkiye'de maalesef senaryo yazılıyor üç gün sonra çekime başlıyorlar. Ben hazırlık aşaması geniş olan bir projede yer almak istiyorum. Seneryosu yazılmış ve iki ay sonra çekime başlanacak. O şartlarda oynamıyı kabul edebilirim. Bu prensibim.

Peki hiç kendi sesinizi kullanmayacakmısınız?

Aslında kendi sesimi kullanmak istiyorum. Kurtlar Vadisi Irak filminde Türkçe Arapça, Kürtçe ve İngilizce konuştum. Beni seslendiren arkadaş; 'çok güzel konuşmuşsun keşke sen seslendirmiş olsaydın' dedi. Aslında bütün dillere yatkınlığım olmasına rağmen kullanmadım o özelliğimi. Dört dil konuşan bir oyuncu olamadım.

Polat'a hakaret edildiğinde dava açamıyorum

O zaman Yazete, sizin kendinizi ifade etmeniz içinde bir araç?

Evet. Çünkü bize yüklenmeler hep Polat üzerinden oldu. Bir hakaret edilecekse Polat'a söyleniyordu. Mahkemeye başvurduğumuzda ise 'Bunun bir geçerliliği yok' dediler. Çünkü benim resmimi koyuyor ama altında Polat yazıyor. Mahkeme de dizi karakterine hakaret edildiği için dava açamıyor.

Mahkeme dava açamıyorsa siz niye bu kadar umursuyorsunuz. Sonuçta size değil Polat'a ediliyor hakaretler…

Hayır ama bana söyleniyor. Çünkü kinayeli hakaretler var. Polat'ın üzerinden bana laf söyleniyor.

Necati'yi ihmal ettiniz o zaman…

Hayır sadece insanların kafasındaki fotoğraf bu.

Aktif gazetecilik mi yapıyorsunuz?

Evet. Günde ortalama 12 manşet atıyoruz.

Hangi tarafta peki?

Bir tarafı yok. Biz zaten bugüne kadar bir taraf olmadık. Dizide olmadık, gazetemizde de olmayacağız. Yorumlar kendimizce ama tarafı olmayan bir gazete.

Ama sanki o köşeleri de Polat yazıyor gibi, Resim Polat fotoğrafı ama imza Necati Şaşmaz...

Aslında ben resim düşünmüyordum ama arkadaşlar resim olsa daha iyi olur dediler. Vaktim olmadığı için daha önceden çektirdiğim fotoğrafı kullandım. Okur yorumlarından da aynı tepkiyi aldım. Ama sivil halimle de fotoğraf çektireceğim.

Yazılarınızı içinizden geldiği gibi mi yazıyorsunuz yoksa otosansür uyguluyor musunuz?

Otokontrol tecrübem var ve bunu kullanıyorum. Ama içimden geldiği gibi yazıyorum. Hem okunacak şekilde, sade hem de içi dolu şeyler yazmaya çalışıyorum. Çünkü bunu üç beş kişinin okuduğu dergiye vermiyorum.

Peki bu Yazete site olmaktan çıkıp basılı bir hale dönüşür mü?

Pek sanmıyorum. Çünkü günümüzde internet haberciliği daha ön planda. Baskının maliyeti de çok yüksek.

Oyunculugu da istemedim gazeteciliği de

İnternet gazetesi kurdunuz. İsmi Yazete neden?

Haberle ilgili birçok site ismi daha önceden alınmıştı. Üzerinde uzun bir araştırma yaptıktan sonra birkaç isim bulduk. Onlardan birisi Yazete'ydi. Yazmaktan geldiği için Yazete dedik hem de kendimize ait bir markamız olsun istedik.

Bu Necati Şaşmaz'ın Yazetesi mi peki?

Fikir Ömer Lütfi Mete'ye ait.

Sitenin amacı ne?

Kurtlar Vadisi'nin üstüne çok gelindiği zamanlar oldu. Ama biz bu söylemlere hiç cevap vermedik. Bazen anlatmaya çalışsak da yanlış ve eksik algılanıyorduk. O dönemde Ömer bey ile böyle haber sitesi kursak mı? diye konuşmuştuk.

Bir anlamda diğer gazetelere misilleme mi yapıyorsunuz?

Hayır. Sadece sesimiz olsun istedik. Çünkü insanlar bilmedikleri şeylere önyargılı olurlar. Bu önyargıları kırmak için kendimizi anlatalım istedik. Ama Ömer Bey bir rahatsızlık geçirdi ve projeye ben devam etmek zorunda kaldım. Yoksa ben gazeteci değilim, sadece okuyucuyum. Oyuncu olmak istememe rağmen oyuncu oldum, gazeteci olmak istememe rağmen gazete çıkarıyorum.

İstemediğiniz şeyleri neden yapıyorsunuz?

Aslında başta talepkar olmasam da sonra sevdiğim bir işti. Mesela; köşe yazarlığını sevdim.

Siz birazda Polat'a zarar vermemek için mi teklifleri kabul etmiyorsunuz?

Evet. Mesela; Polat karakterini bozmamak için kendi sesimi kullanmıyorum. Polat'ın sesi var onu kullanıyoruz. İzleyici aşina olduğu için. Kurtlar Vadisi dışında birşey yapsam o projeyi etkiler düşüncesi de var. Bu yüzden de projeleri erteliyorum.



edit post
site stats

BlogRankers.comComputers blogsArt Blogs - BlogCatalog Blog DirectoryInternet Kurtlar vadisi pusu, kurtlar vadisi, kurtlar vadisi haberleri, kurtlar vadisi resimleri, kurtlar vadisi pusu videoları, kurtlar vadisi pusu oyuncuları, Kurtlar vadisi pusu izle, dizi izle, canlı dizi, canlı dizileri, canlı dizi yayını, dizi flim izle, dizi fragman izle, kurtlar vadisi müzikleri, dizi müzikleriblog search directoryBlog Directory & Search engineInternet BlogsDirectory of Television Blogs BlogsByCategory.comInternet Business Directory - BTS LocalBlog directoryFree Blog Directory

Copyright by Cyber 2008-2009